8 Haziran 2011 Çarşamba

Lezzet tasarimcisi

Maksut Aşkar, kendini lezzet tasarımcısı olarak tanımlıyor. Farklı lezzetleri birbiriyle karıştırıp ortaya yeyeni bir lezzet çıkarıyor. Örneğin pancar sapını incir reçelinin içine katıyor. Veya .
Aşkar'ın iddialı bir de manifestosu var: "Var olanın göremediğimiz yüzlerini görmemizi sağlar. Yeme içme kültürümüzü mütevazı bir şekilde yeniden tanımlar. Tanımladıklarımızı tanımamızı sağlar. Görsel ve tatsal algılarımızı güçlendirir."
Bir başka deyişle Aşkar, yeme-içme kültürümüzü baştan yaratıyor, yiyecek içecekleri değişik bir şekilde algılamamızı, klişelerden kurtulmamızı sağlıyor.
1976 İskenderun doğumlu. Boğaziçi Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölümü'nde Otel İşletmeciliği konusunda eğitim aldığı yıllarda, geçimini sağlayabilmek için geceleri restoran ve bar işletmelerinde çalışmış. Bu dönemde yarattığı orijinal içecekler, bugünkü iş hayatının ilk temellerini atmış
'Kök' isminde, sadece bitki ve köklerden yapılan %100 doğal içecekler tasarlayan Aşkar, 'Sıvı Simyacı' olarak da tanınıyor.

YENİLEBİLİR SANAT
2000'li yılların başından bu yana önde gelen birçok cafe ve restoranın menü ve konsept tasarım danışmanlığını üstlenen Maksut Aşkar, aynı zamanda ülkemizin önde gelen içecek şirketlerine de pazarlama ve ürün tanıtım departmanlarında tadım ve menü danışmanı olarak hizmet veriyor.
Nu Pera'nın içindeki Lilbitz adlı bir restoranın sahibi olan Maksut Aşkar on beş günde bir menüsünü değiştirerek müdavimlerine her seferinde değişik tatlar sunuyor.
Müdavimlerini 'şaşırtmayı' seven Maksut Aşkar'la Akmerkez'de düzenlediği "Yenilebilir Sanat" sergisinde tanıştım. Enstalasyon (yerleştirme) sanatından da izler taşıyan ve Türkiye'de bir alışveriş merkezi çatısı altında açılan ilk deneyimsel pop-up sergi, koku ve lezzetlerin yanı sıra etkileyici bir müzik eşliğinde 5 duyuya birden hitap eden bir sergiydi.
Niye Kırmızı-Yeşil-Mavi? İnsan gözünün görebildiği tüm renklerin oluşmasını sağlayan renkler çünkü. Bu renklerin ifade ettiği lezzetlerle sanata ve algılara da göndermeler yapmayı düşünmüş.

POP-UP MAĞAZA
Sergide neler vardı derseniz; kulağımıza bir hikaye anlatmaya çalışan akide şekeriyle kaplanmış mankenler, akide şekerinin bugüne gelişindeki hikayesini anlatan 111 fotoğraflık öykü, günlük stresi bir kenara bıraktıran ve gülümseten aromalı şekerler, bize çocukluğumuzu hatırlatan lokumlar.
Ve sunumlarıyla baştan çıkartan, görünümleri ile insanı büyüleyen , lezzetiyle insanı büyüleyen karışımıyla insanı şaşırtan yiyecekler.
Niye böyle bir sergi derseniz; Akmerkez Marka Müdürü Dr. Nur Ziyaoğlu Aytekin şunları söyledi: "2010 yılında moda dünyasında büyük ses getiren "Akmerkez FashiOnAir" organizasyonlarımızla ilk kez bir alışveriş merkezi içerisinde pop-up mağazacılık konseptini hayata geçirdik. Projemiz 2011 Nisan ayında dünyanın en prestijli pazarlama ödülleri programlarından gümüş ödül kazandı. Bu yıl da yine bir ilki daha gerçekleştirerek, "pop up sergi" konsepti kapsamında Maksut Aşkar'ın lezzeti farklı bir boyuta taşıdığı tasarımlarını misafirlerimizle buluşturmaktan büyük mutluluk duyuyoruz."
Lezzet sergisi bitti ama yolunuz Akmerkez'e düşerse pop-up mağazaya uğramanızı öneririm.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder