11 Mart 2011 Cuma

Papermoon mu, Cipriani mi?

İstanbul, yeme-içme, gurme konularında artık bir dünya şehri oldu.

İstanbul'a gelen dünya markalarının yanı sıra, yerli restoranlarımızda kalite sınırını hayli yukarı taşımaya başladılar.

Ne kadar fazla marka olursa, o kadar güzel rekabet olur, sonuçta kazanan İstanbullu yemek severler olur.

İstanbul'da son zamanların en konuşulan mekanı Cipriani..

Bu dünyaca ünlü restoranı Serdar Bilgili, Doors Grubu, vs. gibi tüm girişimciler İstanbul'a getirmeye çalıştılar ama sonunda

Azeri asıllı işadamı Mübariz Mansimov, 10 milyon dolar “hava parası” dediğimiz parayla Cipriani’yi Levent’teki açacağı otelin girişine yerleştirdi.

Cipriani’nin açılmasıyla birlikte herkes sarsılmaz yeri olan Papermoon’un durumunu konuşmaya başladı!

"Cipriani, Papermoon’un tahtını sarsacak mı?" diye sormaya başlandı!

Ben de gittim Cipriani’yi, benim gibi İstanbul’un elit tabakası da, kendini göstermek isteyen de, “Ben de Cipriani’deydim” demek isteyenler de gitti.

Yıllarca Papermoon’a gidenleri de gördüm Cipriani’de.. Ama bu sahte bir gidişti. Sadece gidip görmek için gittiler. Hesabı görünce de Papermoon’a geri dönmeye karar verdiler.

Cipriani daha çok bir cafe tarzında.. 3 ayaklı alçak masalar ve sıkışık bir ortam var.. Mönü değişik ama anlamak için bir el kitabı lazım..

Cipriani çok yeni olduğu için İtalyan ve Türk şefler, garsonlar o kadar fazla ki, bazen müşteriden çok görünüyorlar. Oysa bu tip durumlarda Papermoon’da müşteri sayısına göre garson ortalarda olur..

Tabii Cipriani’nin, Papermoon’la kıyaslanmasının başlıca sebeplerinden biri de uzun yıllar Papermoon’un müdürlüğünü yapan Erol Usta’nun uzun bir aradan sonra Cipriani’de ortaya çıkması oldu. Erol Usta Cipriani’de olunca, bir takım garsonlar da Papermoon’dan Cipriani'ye geçtiler.

Ama sonuç itibariyle Cipriani asla bir Papermoon olamaz. Her ikisinin de havası farklı, tadı farklı, fiyatı farklı..

Papermoon daha çok bir “şehir kulübü” havasında işlerine devam ederken, Cipriani için de bir takım değişikler ve zaman gerekecek gibi geliyor bana. Hayırlısı olsun.

Yazan:Kenan Erçetingöz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder