İstanbul’daki İtalyan restoranlarının sayısı son günlerde artıyor. Venedik, Sicilya, Napoli… Bu ülkenin farklı yörelerine ait mutfaklarıyla dikkat çeken restoranları mercek altına aldık. İşte müdavimleri, spesiyalleri ve farklılıklarıyla İstanbul’un en iddialı İtalyanları…
Dünyaca ünlü markaların İstanbul’u mesken tutması yeni değil. Ama şu sıralar İstanbul’u tercih eden markalar arasında ‘İtalyan’ ağırlığı hissediliyor. Önce İtalya’dan dünyaya yayılan ‘mozarella barı’ Obika, Kanyon’da şube açtı.
Ardından Türkiye’ye gelmesi yıllardır konuşulan ama bir türlü gerçekleşemeyen Cipriani, Levent’te yeni şubesini hizmete soktu. Bu hafta da Erol-Varol Kaynar kardeşler Nişantaşı’nda Cento Per Cento‘yu İstanbullulara kazandırdı. Peki İstanbul’daki İtalyan restoranları arasında en iyisi hangisi? Cipriani, Paper Moon müşterisini kaptı mı, mozarella konseptli Obika tuttu mu? Aslında neredeyse her kafenin hatta ev yemekleri sunan lokantanın bile mönüsünde ev yapımı makarna ve pizzaya rastlamak mümkün. Tüm mönüsü İtalyan yemeklerinden oluşan restoranları, öne çıkan İtalyanları Ahmet Örs, Elif Edes, Kaya Demirer, Tülin Şahin gibi isimlere sorduk…
Paper Moon: İş dünyasının tercihi
Paper Moon, Akmerkez’in içinde açılalı tam 14 yıl oldu. Milano’da ve New York’ta da şubeleri bulunan İtalyan restoranı, 1996 yılından beri de aynı çizgide devam ediyor. Kimilerine göre ‘patronlar kulübü’, kimilerine göre ise ‘el yakan fiyatlara sahip’ bir yer olarak görülüyor. Ama iş dünyasının üst düzey yöneticilerinden, sanat ve cemiyet hayatının önde gelen isimlerine kadar birçok kişiye Etiler’deki bu şık restoranda rastlamak mümkün. Günde tatlı hariç 600 tabak yemek çıkaran mekan, akşamları olduğu kadar öğlen iş yemeklerinde de tercih ediliyor. Alaska pavuryalı enginar salatası en iddialı yemeklerinden biri. Deniz mahsullü salata, karides ve kabaklı penne ve limon soslu levrek de en çok ısmarlanan yemekler arasında.
Da Vittorio: Türkiye âşığı Sicilyalı
Da Vittorio şu an İstanbul’daki en iddialı İtalyan restoranı değil kuşkusuz ama kulaktan kulağa sağlam bir müdavim kitlesi oluşmuş durumda. Öyle ki gastronomi yazarı Ahmet Örs, işletmeci Kaya Demirer ve şef Elif Edes gibi isimlere favori İtalyan restoranlarını sorduğumda Da Vittorio cevabını alıyorum. Şişhane’deki Ansen Otel’in altında hizmet veren restoranın şefi Türkiye âşığı Sicilyalı şef Vittoria Sindoni. Onu ilk kez Paper Moon’da tanımıştık. Ardından Süzer Plaza’nın içindeki Bice’de karşımıza çıktı. Şimdi ise kendi restoranının başında. Da Vittorio, beyaz masa örtüleri, açık barı, duvarda asılı siyah-beyaz resimleriyle tipik bir İtalyan trattoria’sını anımsatıyor. Mönüde ağırlıklı olarak Sicilya lezzetleri var. Domates soslu, patlıcanlı penne ve kılıç balıklı linguine, şef tarafından şiddetle tavsiye ediliyor. Rokalı ızgara kalamar salatası da denemeye değer. Ama eğer midye seviyorsanız mutlaka limon otuyla tatlandırılan ve beyaz şarap ve soğan ile sotelenen midyeyi deneyin derim.
Cipriani: Carpaccio’nun yaratıcısı iddialı
Dünyanın en ünlü restoranlarından biri Cipriani. Geçtiğimiz ay Levent’teki eski HSBC binasının giriş katında açıldı. Türkiye’deki en büyük rakibi kuşkusuz Paper Moon’du. Çünkü Cipriani’nin hedef müşteri kitlesi yıllardır Akmerkez’in altındaki Paper Moon’a gidiyordu. Ama kısa sürede Mustafa Koç, Aziz Yıldırım gbi isimler carpaccio ve bellini kokteylinin de yaratıcısı olan Cipriani’nin müdavimi oldu. Öyle ki Mustafa Koç aynı gün içerisinde hem öğlen hem de akşam yemeği için Cipriani’yi tercih etti. Ama geleneksel Venedik yemekleri sunan restoranda yemekler ve fiyatlar herkese uygun değil. Örneğin carpaccio’su 40 TL. Fakat uyarayım Cipriani’de carpaccioroka yatağı üzerinde ve tranş parmesanla servis edilmiyor. İncecik dilimlenmiş etler üzerinde ev yapımı bir tür mayonez sosla servis ediliyor. Yeşilliklerse küçük bir tabak içinde ayrıca servis ediliyor. Biraz daha fiyat örneği vermek gerekirse Venedik usulü suşi 50 TL. ‘Suşi’ kelimesi sizi yanıltmasın. Venedik usulü suşi’nin Japon mutfağındakiyle alakası yok. Özel bir ton balığı ızgarada pişiriliyor, sonrasında ortadan ikiye bölünüp içine rezene konuyor. Bu arada günlük mönüler de hazırlanıyor. Üstelik fiyatları daha makul. 100 TL’ye mönü yemeniz mümkün.
Obika: Mozzarella barı konseptini sevdik
Kanyon Alışveriş Merkezi’nde açılan Obika da kısa sürede İstanbul’un en sevilen İtalyan restoranları arasındaki yerini aldı. Ahmet Örs, Kaya Demirer, Tülin Şahin gibi isimlerin de favori mekânlarından olan Obika isminin anlamı Napolitan ağzında ‘İşte burada, bak’ anlamına geliyor. Bu isim, kullanılan ürünlerin tazeliğine ve lezzetine gönderme yapmak için seçilmiş. Mönüde mozzarella üç ana başlık altında sunuluyor. Füme, klasik ve ‘stracciatella di burutta’ yani daha sıvı ve kremsi olarak. Mekan bir ‘mozzarella barı’ ama tüm mönü peynirden ibaret değil. Geniş başlangıç bölümünde füme et seçenekleri önemli yer tutuyor. Ayrıca pizza, salata, risotto ve tatlı seçenekleri de var. Yine de Obika en çok mozzarella tabakları ve pizzalarıyla öne çıkan bir mekân. Gelelim fiyatlara. Başlangıçlar ve salataların fiyatları 15-32 TL arasında değişiyor. Kadehte en ucuz şarap 13, en pahalı şarap ise 26 TL. Bu arada Obika‘yı öne çıkaran bir diğer özelliği de 15′i yabancı, toplam 33 şarabı kadehte sunması. Hafta içi iş çıkışı olduğu kadar pazar günleri sinema keyfi öncesinde de rağbet gören mekân İstanbul’a yeni bir tat kazandırmış gibi görünüyor.
Fratelli la Bufala: 500 gramlık mozzarella
Napoli’den başlayıp dünyanın her yerinde şubeler açan Fratelli la Bufala, 89. şubesini Levent’teki Loft binasının altında açmıştı. Manda mozzarellası ile öne çıkan mekân, yine manda mozzarellası kullanılarak pişirilen Napoli tarzı pizzalarıyla ünlü. Mekânda mozzarella 125 ya da 500 gram olarak tek de sipariş edilebiliyor. Bu arada bilmeyenler için Napoli pizzasının kalın ve yumuşak hamurlu olduğunu hatırlatmakta fayda var.
Cento Per Cento: Yüzde 100 İtalyan
İstanbul’un son İtalyanı ise Cento Per Cento ismiyle Erol-Varol Kaynar’ın sahibi olduğu Eksen Group bünyesinde bu hafta içinde Nişantaşı’nda açıldı. Abdi İpekçi’de yer alan restoran, Cento Per Cento ismine uygun bir şekilde yüzde 100 İtalyan mutfağını ve ruhunu yansıtıyor. Mekanın konsepti İtalyanların günlük yemek yeme alışkanlıkları üzerine kurulmuş. Yeni neslin rahatlık anlayışı düşünülerek mönüdeki başlangıçlar, atıştırmalık porsiyonlarda servis ediliyor. Bu sayede değişik tatları uygun fiyatlarla deneme fırsatı bulunabiliyor. Mutfak şefi Maurizio Morelli’nin ev yapımı ravioli tutkusunu İstanbul’a taşıdığı mönüde taze makarnalar ve Napoli klasiği olan metreyle satılan pizzalar bulmanız mümkün.
Piola: Dünya starlarının tercih ettiği pizza
İlk kez 1986 yılında İtalya’da açılan Piola ‘İtalyan pizzası’ denilince ilk akla gelen yerlerden. Dünyanın çeşitli yerlerinde 25′in üzerinde şubesi var. Türkiye’deki ilk şubesini ise Point Otel’in içinde açtı. Dünyada Will Smith, Jennifer Lopez gibi müdavimleri de olan restoran zincirinde mönünün yüzde 75′ini pizzalar oluştursa da başlangıç tabakları da oldukça iddialı.
Da Mario: Artık bir klasik
İstanbul Doors Group’a ait Etiler’deki Da Mario artık bir klasik haline geldi. 1993 yılında açıldığında İstanbul’da İtalyan restoranı furyasını başlatan Da Mario, Etiler’de bahçe içinde iki katlı bir villada hizmet veriyor. Financial Times gazetesinin Türkiye ekinde ‘en iyi restoran’ olarak verdiği mekânın odun fırınında pişirilen pizzaları ve ev yapımı makarnaları mönüde öne çıkanlar. Balık çorbası ve enginarlı carpacciosu ise artık birer Da Mario klasiği olmuş durumda.
Mezzaluna: New York’ta doğan İtalyan zinciri
Türkiye’de en fazla şubesi olan İtalyan restoranı kuşkusuz Mezzaluna. Tipik bir İtalyan restoranı ama çıkış noktası aslında New York. 1984 yılında Milanolu işadamı Aldo Bozi ve Floransalı mimar Roberto Magris tarafından New York’ta kurulan restoran, kısa sürede bir fenomene dönüşmüştü. Pizzaları kadar risottosuyla da ön plana çıkan Mezzaluna, uygun fiyatlarıyla da dikkat çekiyor.
Pastarito: Kırmızı ya da beyaz pizza
1993 yılında ilk şubesini Torino’da açan Pastarito, klasik ve geleneksel İtalyan lezzetleri sunan bir marka. Daha önce Akaretler’de de şubesi vardı ama şimdi orası kapandı, sadece Suadiye’de hizmet veriyor. Oldukça geniş bir mönüsü var. Dilediğiniz makarna sosunu, istediğiniz makarna çeşidi ile sipariş edebiliyorsunuz. Pizza ve risottoları da oldukça iddialı. Pizzaları ‘kırmızı’ ve ‘beyaz’ olarak iki farklı bölümden oluşuyor. Karışık deniz ürünlü pizzası ve patlıcanlı pizzası en sevilen yemekleri.
Kaynak: Burcu Aldinç Sabah Gazetesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder