22 Mart 2011 Salı

Guvecte Palamut Tarifi

Güveçte Palamut - Malzemeler - İçindekiler
1 adet palamut
1 adet soğan
1 adet domates
1 adet sivri biber
1 adet limon
10 adet mantar
1 adet havuç
folyo kağıt

Güveçte Palamut - Pişirme Talimatları - Hazırlanışı - Yapılışı - Nasıl Yapılır ?
Palamutu temizleyin ve üzerine bir çizik atın. Mümkünse bir toprak kaba koyun. Sebzeleri doğrayın ve balığın yanlarına koyun üzerne biraz yağ gezdirin. Kabın üzerini folyoyla kapatın ve fırına sürün..

20 Mart 2011 Pazar

Balik Hamburgeri Tarifi

Balık Hamburgeri - Malzemeler - İçindekiler
2 kutu ton balığı konservesi
yarım bardak mısır
3 adet patates
3 adet taze soğan
2 diş sarmsak
1 adet yumurta
1 bardak galeta unu
karabiber
tuz
Balık Hamburgeri - Pişirme Talimatları - Hazırlanışı - Yapılışı - Nasıl Yapılır ?

Haşladığınız patatesleri ezip tuz ve karabiberini ilave edin. Ton balığını, mısırı, kıyılmış maydanozu ve kıyılmış soğanı ekleyin. Sarısağı direk içine rendeleyin ve hepsini iyice karşıtırın. Bu karışımdan iri hamburger köftesi yapın. Önce yumurtaya sonra galeta ununa bulayarak yağsız tavada kızartın..

19 Mart 2011 Cumartesi

Dogru saatlerde yemek yemenin onemi

Sıcak havaların etkisiyle, yaz akşamları abur cubur tüketmenin en yoğun olduğu zamanlardır. Geç saatlere kadar yapılan balkon sohbetleri, teras keyfi, güzel bir gün/gece derken hiç bitmeyen ikramlar katılır sohbete. Tatlılar yenir tatlıkonuşulur ve sonrasında yenilen tatlılar acı ve kötü bir görüntüye "kilo"ya dönüşür...

AKŞAM YEMEĞİ İÇİN DOĞRU SAATLER

Kişilerin kiloları ile sorunlarının yaz gelince daha da arttığını belirten Dr. Alp Mamak konu ile ilgili şöyle diyor;"En geç ara öğünü 21:30 gibi ya da en az 2 saat önce olması gerekiyor. Çünkü akşam 19:00 itibarı ile metabolizmamız yavaşlar ve yediklerimizin yağa dönüşümü hızlanır. Geç yatıp geç uyanmak ise metabolizmanın daha da yavaşlamasına neden olarak giderek artan bir vücut ağırlığı ile karşı karşıya kalırız."

UYKU SAATLERİ ÖNEMLİ

Peki bu durumla nasıl baş edebiliriz? Estetik Koçu Dr. Alp Mamak bu durumla karşı karşıya kalanlara çözüm olarak ''Öncelikle hepinize önerim en geç 00:00'da uyumanız, çünkü metabolizmanın dinlenmesi gereken esas saatler saat 00:00 ila 02:00 arasıdır, daha geç uyumak metabolizmayı yavaşlatıyor. Yine de bazen kontrol dışı olarak davetler, aile toplantıları, aile buluşmalarında geç ve ağır yenen bir akşam yemeğini bir tatlı takip eder.

KAHVALTI EDİN SAĞLIKLI YAŞLANIN;

Bu durumla karşı karşıya kaldığımızda kendinize şunu tekrarlayın 'Bu akşam yediğim yemekler bir kalıp margarin yemekle aynı ağırlıkta... ' Halbuki akşam yenilen yemekleri sabah tükettiğimizde metabolizma daha hızlı çalıştığı için daha rahat yakıyoruz. Bu nedenle akşam yemeğinden sonra hiçbir şey yememeye dikkat etmelisiniz. Geç saatte acıkırsanız kendinize şu telkini verin. "Saat 22:00'yi geçti şimdi yemek yemeyeceğim. Yarın sabah kahvaltı ederim" Sağlıcakla kalın ve güzel yaşlanın...

Kiymali Ay Coregi Tarifi

Hepinizin bildiği gibi Ay Çöreği aslında tuzlu değil tatlı olur elbette. Ancak ablamın bizim için sık sık yaptığı ve tarifini aşağıda sizlerle paylaştığım Kıymalı Ay Çörekleri görüntü itibarı ile gerçekten de hepimizin bildiği o tatlı Ay Çöreklerini andırıyor. Bu ismi ablam mı onlara verdi yoksa gerçekten de Kıymalı Ay Çöreği diye bir şey var mı bilemiyorum :-). Bazı arkadaşlarımın “Kıymalı Ay Çöreği mi olurmuş! Bu bayağı bayağı kıymalı poğaça işte.” demesine rağmen bunlar benim için yine de Ay Çörekleri ;-)

Hemen hemen tüm mayalı hamurlarda olduğu gibi bu çörek de ilk piştiğinde yumuşacık ve pamuk gibi oluyor. O yüzden mümkünse çörekleri pişirdiğiniz gün ve ılık olarak tüketin.

Malzemeler:

*
6 su bardağı un
*
1 paket margarin (oda sıcaklığında)
*
1 adet yumurta
*
1 büyük patates (haşlanmış)
*
1,5 çay kaşığı tuz
*
½ paket yaş maya
*
1 çorba kaşığı toz şeker
*
½ su bardağı su (ılık)

İç Harcı:

* 3 çorba kaşığı ayçiçek yağı
* 2 orta boy kuru soğan
* 500gr kıyma
* 1 büyük boy patates (haşlanmış)
* 2,5 çay kaşığı tuz
* 1 tutam maydanoz
* ½ çay kaşığı pulbiber
* 2 çay kaşığı karabiber
* 2 çay kaşığı kekik

Yapılışı:

Öncelikle çöreğinizin iç harcını hazırlayın. Rondoda çektiğiniz soğanları ayçiçek yağı ile teflon bir tavada kavurun. Soğanlar pembeleşince kıymayı da katıp kavurmaya devam edin. Bu arada haşlanmış patatesinizi bir kaseye rendeleyin. Kavrulmuş olan kıymanın üzerine patatesi, maydonozu, pul biberi, kekiği, karabiberi ve tuzu da ekleyip orta hararetli ateşte ara ara tahta bir kaşıkla karıştırarak 4-5 dakika daha kavurun. Hazır olan iç harcınızı ateşten alıp soğumaya bırakın.

Bir kaseye suyu, toz şekeri ve mayayı koyup eritin. Ununuzun yarısını derince bir kaba koyun ve unun ortasını havuz şeklinde açın. Bir kapta çırpma teli ile yumurtanızı çırpın. Açtığınız havuzun içine yumurtayı boşaltın. Çorba kaşığı yardımı ile yavaş yavaş yumurta ile unu karıştırın. Haşladığınız patetesinizi üzerine rendeleyip geri kalan ununuzu, tuzu ve mayalı karışımı da ekleyip hamurunuzu yoğurun. Hamuru yoğurduktan sonra üzerine nemli bir bez örterek (ancak bez hamurla temas etmemeli) 5 dakika dinlendirin.

Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp avuç içi kadar açın. Açtığınız hamurun ortasına kıymayı koyun.

Hamurun bir köşesini ortaya doğru kıvırın.

Kıvırdığınız hamuru rulo şeklinde yuvarlayın.

Yuvarladıktan sonra köşelerini parmağınızla bastırın.

Ay biçmi verip üzerine yumurta sürün. Ben elimle düzgün bir ay biçmi vermeyi beceremediğimden çay bardağı ile bu biçmi verme yöntemini geliştirdim :-) Hamuru çay bardağına sararken parmağınız ile birleştirdiğiniz kısmın (yukarıdaki fotoğrafta gösterilen) dışarıda kalmasına dikkat edin.



Daha önceden 180C’de ısıtılmış fırınınızda üzerleri kızarana kadar pişirin.

Afiyet olsun...

Kaynak:sihirlipastane.com

18 Mart 2011 Cuma

Molka

Renkli sandalyeleri, kitapları, dergileri ve tüm detaylarıyla sevimli ve ev tadında bir mekân Molka.

Her gün 08.30-22.00 arasında açık. Kredi kartları geçerli.

Yeniköy sahilinden sık geçenler farketmiştir, Uras x Dilekçi Mimarlık’ın Yeniköy’deki ofisinin yerine Molka adında bir kafe-bistro açıldı. Mekânın sahibi Sevtap Hanım -Durmuş Dilekci’nin eşi mutfak aşkını İstanbul Culinary sayesinde hayata geçirmiş samimi ve mutevazi bir şef. Molka ile de bu aşkı paylaşacak yepyeni dostlar edinmiş kendine. Yeniköylüler daha hazırlıkları bitmeden kapıya dayanıp, “bir kahve içemez miyiz” deyince açmışlar kapıları.

Müdavimleri ve çalışan tüm ekip mekânı en az sahibi Sevtap Hanım kadar sahipleniyor. Köşe kapmaca oynanıyor resmen içeride. Gelenlerin hep oturmayı seçtiği masaları bile var. Laptop’ıyla çalışmaya gelip tüm günü burada çalışarak geçiren müdavimleri, yarın yine geleceklerinden emin bir şekilde laptop’larını bile mekânda bırakıp gidiyorlar. ‘Okuma grubumuz olsun’ diye bir teklif gelmiş bir müdavimlerinden. Bu işe çok sıcak bakan Sevtap Hanım hemen evden iki kitap getirmiş. İmzalayıp rafa bırakmış.

Molka’da çay, kahve içmeyi günlük ritüel haline getiren, hem akşam hem de öğlen burada karnını doyuran müdavimleri var. Özellikle akşam çok yoğun geçiyor. Grupları ağırlıyorlar mekânda. Günlük olarak vakit buldukça yeni tarifler deniyor, gelenlere tattırıyorlar. Bir gidişinizde menüde olmayan nefis pizzanın tadına bakabilirsiniz mesela. Bu tarz sürprizleri de var Molka’nın.

Molka’nın mutfağından Sevtap Hanım’ın evinde ne pişiyorsa o çıkıyor. Sağlıklı beslenmeyi seçen Yeniköy halkı durumdan memnun. Yemeklerin tamamı günlük olarak hazırlanıyor. Hiçbir katkı maddesi kullanılmıyor. ‘Tamamen doğal ve organik’ gibi etiketleri yok ama malzemenin en iyisiyle hazırlanıyor her biri. Menü salata ve ızgara ağırlıklı. Bir iki tane hamburger de var ama onlar da tüm malzemeleriyle doğal ve sağlıklı. Etler Karkas’tan ve Sevtap Hanım’ın Akatlar’da evi için alışveriş yaptığı kasaptan, ekmekleri Naan’dan geliyor. Menüde Sevtap Hanım’ın mutfak eğitimi aldığı Culinary’deki şeflerin, 360’ın şeflerinin ve Mike Norman’ın da katkıları var.

Şu anda servis ettikleri menü aslında açılış menüsü olarak düşündükleri bir menü. Çok fazla sebze isteyen olduğu için günlük yemekler eklemişler menüye. Ayvalı kereviz, buğdaylı pazı yapmışlar mesela. Menü bu haliyle çok sevildiği için aslında çok da değişiklik yapmayı düşünmüyorlar ancak talepleri de değerlendiriyorlar. Yemekleri dışında kahvesi ve çayı da çok lezzetli Molka’nın. Ronnefeldt çaylarını oteller dışında servis eden ilk mekân oldu burası. Sunumlarıyla çayından, hamburgerine her bir çeşit doyuruyor.

Barı ve tezgâhı çok özel bir işçilikle betondan yapılmış. Barının hemen ön tarafında günlük kurabiyeleri duruyor. Barın arkasında mutfağın hemen önünde göz ucuyla içeriyi kesebileceğiniz alanda grupça gittiğinizde kurulabileceğiniz masasıyla daha cozy bir bölümü var. Kapasitesi 30 kişilik. Yazın tamamen açılan camlarıyla sokağa taşıracak enerjisini. İlk fırsatta yolunuzu düşürün.

Menüden
Kızarmış ekmek üstü sahanda çift yumurta 12 TL
Balkabağı çorbası 8 TL
Molka burger 18 TL
Pancar salatası 12 TL

16 Mart 2011 Çarşamba

Kokosh By Asmali Meyhane

Kokosh, göz alıcı dekorasyonu, güçlü sesleriyle konukları coşturan sanatçıları, lezzetli mezelerle dolu mutfağı ve yaşattığı bar keyfiyle müşterilerinde adeta bağımlılık yapıyor.

Pazar hariç hafta içi her gün, hafta sonu 19.30-02.00 arasında açık.

İşte size eğlenceli bir ‘eller havaya’ mekânı. Aslında burası çok tanıdık ama bir yandan da çok yeni. Asmalımescit’te 10 yıldır hizmet veren Kokosh üst kata taşındı ve de dekorasyonunu yeniledi. Akşamları, önceden rezervasyon yaptırdığınız masanıza kurulup mezeleriniz eşliğinde içkinizi yudumlarken canlı müzikle coşabileceğiniz Kokosh parlak ve canlı renklerle dekore edilmiş; şaşaalı iç tasarımı adı gibi kokoş. Masa örtülerinden sandalyelere, perdelerden garsonların kıyafetlerine her şey göz alıcı.

Kokosh’un menüsünde 14 çeşit meze, üç çeşit ara sıcak ve et, tavuk veya balık seçenekli ana yemek yer alıyor. Meyhane cacığı, yoğurtlu patlıcan salatası, yoğurtlu közde kırmızı biber, mercimek köftesi, sebzeli tavuk salatası mezelerden aklımızda kalanlar. Lezzetlerinde bir problem yok. Ara sıcak olarak da etli pazı sarma, yaprak ciğer ve sebzeli börek geliyor tabaklarımıza. Ara sıcaklar da başarılı. Ana yemek olarak ızgara levrek söylüyoruz; gayet lezzetli. Meyve tabağıyla da yemek faslı sonlanıyor. Elbette Kokosh’u ön plana çıkaran özelliği mutfağından ziyade canlı müzikleri. Beş yıldır Kokosh’ta sahne alan Cumhur Demir ve orkestrası Cumhur Cemaat hem cuma, hem cumartesi akşamları sahne alıyor ve özellikle müdavimler tarafından çok seviliyor. Tabiri caizse ‘çok eğlendiriyor’ Cumhur Bey. Tabii bu çeşit bir eğlenceye hazır olarak gitmeniz gerekiyor Kokosh’a, tarzınız değilse sıkılma ihtimaliniz var. Hafta içi de Türk sanat müziği fasıl ekibi veya farklı sanatçılar sahneye çıkıp canlı müzik icra ediyor. Kokosh by Asmalı Meyhane’de yemekli içkili, sazlı sözlü bir gece geçirmenin kişi başı bedeli hafta içi 90, hafta sonu 120 TL. Yerli içki sınırsız.

15 Mart 2011 Salı

Fasil mek?ari

Havanın henüz teras, bahçe ve sokaklara dökülmemize izin vermemesini fırsat bilerek kapalı alandaki favori eğlencemiz fasıl muhabbetinin peşine düştük.

DEVAMI

AVRUPA YAKASI
BADE
Bade Restoran dışarıdan küçük gibi görünse de 270 kişiyi ağırlayabilecek kapasiteye sahip. 125 yıllık tarihi bir binada bulunuyor. 1999’dan beri Kameriye Sokak’ta. Mekân iki katlı; dört odası ve dört salonu var. Odaları 10-15 kişilik gruplar için ideal. Ayrıca 50-60 kişilik bir de bahçesi var. Menüsüne gelecek olursak, balık ağırlıklı zengin bir listesi var. Dilerseniz restoranın en çok tercih edilenlerini sayıp iştahınızı kabartalım: Maydanoz, limon, patates, havuç ve soğanla buharda pişirilen soya soslu uskumru, fesleğen, otlu mezgit sarma, kabak, havuç ve patlıcanın yoğurtla buluştuğu dilber (farklı şekillerde yapılan bir çeşit borani), közde kırmızı biber ve patlıcan, mısırlı tavuk, baharatlı mezgit, mevsim yeşilliklerinden isteğe göre hazırlanan peynirli ve nar ekşili Bade salata çok beğeniliyor. Şefin özel tavsiyesi kaşar sufle. Geceyi tatlı tatlı sonlandırmak içinse çikolatalı sufle ideal.
Fiks menü limitsiz 70 TL, limitli 55 TL.

NEDEN GİDİLİR?
Her akşam ud; cuma ve cumartesi günleri ise ud ve kanun eşliğinde Türk Sanat Müziği dinleyip fasıla eşlik edebiliyorsunuz. Sadece ud ve kanun dinlemek için bile gidilir; yanında yemekler cabası.
(0212) 249 67 40 Kameriye Sokak 13, Beyoğlu Her gün 10.00-04.00 arasında açık. Kredi kartları geçerli.

CAMBAZ İSTANBUL MEYHANESİ
Cambaz İstanbul Meyhanesi, Cezayir yokuşundaki dört kartlı yeni binasına taşındığından beri daha bir gidilesi, daha bir gözde. Menü Ermeni, Rum ve Osmanlı mutfağının enfes lezzetlerinden oluşuyor. Duyguları körükleyen şarkılar, canlı fasıl eşliğinde artık memleketi mi kurtarırsınız, aşktan mı, yoksa hayatın hayhuyundan mı bahsedersiniz orası size kalmış.
Canlı fasıl cuma-cumartesi 21.00-01.00 arasında. Fiks menü 85 TL. 10 kişi ve üzerine indirimli.

NEDEN GİDİLİR?
Özellikle güzel havalarda sokak kalabalığında değil ama yine açık alanda, daha sakin bir yerde olmak isterseniz binanın üst katında yer alan teras ideal.
(0212) 244 75 92 Cezayir Çıkmazı 5/B, Beyoğlu. www.cambazistanbul.net Her gün 20.00-01.00 arasında açık. Kredi kartları geçerli.

BONCUK
Nevizade deyince akla ilk gelen meyhanelerden Boncuk. 1992 yılından beri Balıkpazarı’nda hizmet veriyor. Sıcak ve soğuk mezeler, taze balık çeşitleri ve tatlılarla sofranızı donatabilirsiniz. Uskumru dolması, topik ve dalak dolması mekânın özel lezzetlerinden. Hafta içi pek yoğun olmuyor ancak hafta sonu rezervasyon yaptırmakta yarar var.
Canlı fasıl her gün 20.00-00.00 arasında. Fiks menü 60 TL.

NEDEN GİDİLİR?
Ermeni mutfağı ağırlıklı bir menüye sahip. Tercihiniz Ermeni yemekleri ve mezeleriyse ya da bu mutfağı merak ediyorsanız Boncuk’a mutlaka yolunuzu düşürün.
(0212) 243 12 19 Nevizade Sokak 7A, Balıkpazarı-Beyoğlu. Her gün 12.00-02.00 arasında açık. Kredi kartları geçerli.

CUMHURİYET MEYHANESİ
Cumhuriyet Meyhanesi, kuşkusuz en ünlü meyhane. Beyoğlu'nun temel taşlarından diyebiliriz. Öğrenci de gidiyor, sanatçı da, akşamcı da… Mezeler, yemekler Halit Özcan tarafından hazırlanıyor, seçenek çok. Rakı dışında şarap ve diğer alkollü içkiler de mevcut ancak genel tercih rakıdan yana. Levhasında ‘Gazi'den beri’ yazan mekânda her 10 Kasım'da Atatürk'ün masası, Kulüp Rakı, 09.05'i gösteren bir saat ve beyaz leblebiyle hazırlanıyor. Mekânın ilk iki katında Türk Sanat Müziği çalıyor. Canlı müzik ve fasıl havanızdaysanız, üçüncü katta aradığınızı bulabiliyorsunuz. Her gün canlı fasıl programı var. Cuma-cumartesi fiks menü servis ediliyor.
Cuma-cumartesi fiks menü 70-80 TL. Diğer günler à la carte seçeneği var. Cuma-cumartesi canlı müzik programı 01.00’e kadar devam ediyor; diğer günler müşteri yoğunluğuna göre değişiyor.
NEDEN GİDİLİR?
Tarihi bir atmosferde, klasik bir akşam geçirmek için.
(0212) 293 19 77 Balık Pazarı Sahne Sokak 47, Beyoğlu. Her gün 11.00-02.00 arasında açık. Kredi kartları geçerli. www.tarihicumhuriyetmeyhanesi.com.

DEGÜTASYON
Balık Pazarı’nın en eskilerinden, 1928 yılından beri orada. Hatta Orhan Veli’nin bir şiirinde bile adı geçiyor: ‘Canan ki Degüstasyon'a gelmez, Balık Pazarı'na hiç gelmez.’ Ahmet Usta’nın hazırladığı mezelerden, balık ve et çeşitlerinden tadabileceğiniz mekânın ikinci katındaki teras, özellikle yaz akşamları harika oluyor. Hem fiks hem de à la carte uygulamaları var. Fiks menüde et ya da balık isteyebiliyorsunuz. Hafta sonu rezervasyon gerekiyor.
Canlı fasıl hafta içi 20.00-00.30, hafta sonu 20.00-03.00 arasında. Limitsiz fiks menü 65, limitli 55 TL.
NEDEN GİDİLİR?
Gittiğiniz meyhanede müzik sizin için önemliyse mekânın fasıl ekibi sizi fazlasıyla memnun eder. Repertuarları çok geniş; klasik meyhane şarkıları dışında daha az bilinen şarkıları da çalarak gönlünüzü fethediyorlar.
(0212) 292 06 67 Balık Pazarı 41, Galatasaray. www.degustasyonrestaurant.com Her gün 12.00-02.00 arasında açık.Kredi kartları geçerli.

DEMGAH
Nevizade’nin bilinen meyhanelerinden biri. Yerli müşteri olduğu kadar turistleri de görmeniz mümkün burada. 1985’ten beri müşterileriyle buluşuyor. Kapı önüne kurulan masalar Nevizade ruhunu yaşamak isteyenler için ideal. Hem fiks hem de à la carte menü uygulaması var. Demgah salatası, köpoğlu mancası, kömürde levrek ve çipura ile mısır ununda hamsi, radika, pazı kavurma denemeniz gereken lezzetler arasında. Mekânın alt katı müziksiz, sakin; üst katı ise fasıl ekibi coşturuyor.
Fasıl programı hafta içi 20.00 - 00.00 arasında; hafta sonu ise gece 01.00’e kadar devam ediyor. Fiks menü 60 TL.
NEDEN GİDİLİR?
Çoban kavurma Demgah’ta yenir.
(0212) 245 09 64 Nevizade Sokak 12, Balıkpazarı-Beyoğlu. Her gün 09.00-02.00 arasında açık. Kredi kartları geçerli.

KALAMATA MEYHANESİ
Akaretler’de 45 numarada hizmet veren Kalamata Meyhanesi, klasik meyhane algısına yeni bir boyut kazandırdı. Şık bir meyhane burası. Bembeyaz masa örtüleri, ahşap parke ve sandalyeler, şık ferforje aplik ve avizeler farklılığı ortaya koyuyor. Gruplara özel üç ayrı menü seçeneği var. Pazartesi hariç her gün canlı müzik var, Türk Sanat Müziği ve Grek şarkılar söyleniyor.
Çarşamba 22.30-01.30 arasında Türk Sanat Müziği sanatçısı Gökhan Sezen sahnede, diğer günler 21.00-01.30 arasında Türkçe ve Grek müzik programı var. Fiks menü hafta içi 95, hafta sonu 110 TL.
NEDEN GİDİLİR?
Akaretler ortamında meyhane eğlencesini tatmak için gidilir. Ayrıca donmuş, konserve ve hormonlu hiçbir malzeme kullanmıyorlar; sağlıklı beslenmeye dikkat edenlere duyurulur.
(0212) 258 87 88 Süleyman Seba Caddesi 45, Akaretler. Pazar hariç her gün 19.30-01.00 arasında açık. Kredi kartları geçerli.

ELMADAĞ MEYHANESİ
Meyhane deyince nedense sahibi hep erkekmiş gibi gelir, meyhane işi erkek işiymiş gibi algılanır. Elmadağ Meyhanesi kafalardaki bu algıyı kırıyor. Sahibi bir kadın: Pürlen Kurtböke. Lezzet ve eğlencenin buluştuğu adres Elmadağ Meyhanesi, annenizin, hatta anneannenizin pişirdiği lezzetlerle misafirlerini ağırlıyor. Her cuma ve cumartesi Celal Altıok ve arkadaşları Türk Sanat Müziği, nostaljik ve güncel parçalarla kulakların pasını siliyor.
Canlı müzik 21.00-00.30 arasında. Limitsiz fiks menü 85 TL.
NEDEN GİDİLİR?
Erkek egemenliğindeki meyhane kültürünün kadın eli değmiş olanını tecrübe etmek için.
(0212) 241 03 20 Cumhuriyet Caddesi Pak Apartmanı 6/C, Elmadağ. Her gün 19.30-01.00 arasında açık. Kredi kartları geçerli.

FERAYE MEYHANE
Balo Sokak’ta tarihi ve nostaljik Ezine Apartmanı’nın birinci katında bulunan Feraye, balkonları, cumbası, şöminesi, yüksek tavanı,100 kişilik oturma salonu ve barıyla hizmet veriyor. Buranın menüsü Ege ve Akdeniz mutfağı ağırlıklı. Mevsimlik balıkları, asma yaprağında sardalye, kalamar kokoreç, levrek marine, slotka gibi tadına doyulmaz deniz mahsulleri mezelerinin yanında, zahter salatası, ada börülcesi, radika ve deniz börülcesi tam damaklara layık. Mezeler ve yemeklerde olduğu kadar müziklerinde de seçenek çok: Salı ‘Taş Plaktan Gecesi’ yapılıyor. Perşembe Selim Sesler ve Trakya Roman Grubu, cuma Çorlulu Savaş ve Grup Kompozisyon, cumartesi Feraye Fasıl grubu sahne alıyor, 04.00’e kadar alternatif müzikler DJ’ler eşliğinde misafirleri coşturuyor.
Canlı müzik 21.00-01.00 arasında. Limitsiz fiks menü hafta içi 65, hafta sonu 75 TL.

NEDEN GİDİLİR?
Grup olarak değil de sevgilinizi, eşinizi, dostunuzu alıp gitmek isterseniz mekânın iki kişilik balkonları sizi bekler.
(0212) 244 74 72 Balo Sokak 1, Beyoğlu. www.feraye.net Pazar hariç her gün 11.00-04.00 arasında açık. Kredi kartları geçerli.

LEVENDİZ RUM MEYHANESİ
Ortaköy’de hizmet veren mekân genelde gece kulüplerinin olduğu semte ayrı bir hava katıyor. Blackk’in dışarıdan merdivenlerle çıkılan, kış bahçesi tarzındaki bölümünde bulunuyor. Yunan mutfağının hakim olduğu meyhaneye oturduğunuz anda İstanbul ve Boğaz manzarası karşınızda, üstüne de fasıl; değmeyin keyfinize. Soğuk mezeleri çok güzel ve lezzetli; cacıki, Ermeni pilakisi, tahinli köz biber, humus, Yunan haydari, Ege otları gibi daha pek çok meze denenmeli. Fasıl da yemeklere tat katıyor.
Pazar ve pazartesi hariç her gün canlı müzik var. Buzuki Orhan ve grubu 21.00-01.00 arasında sahnede. Limitsiz fiks menü hafta içi 95, hafta sonu 110 TL.
NEDEN GİDİLİR?
Boğaz’a nazır esaslı bir meyhane keyfi için.
(0212) 236 72 56 Muallim Naci Caddesi 71, Ortaköy. www.levendiz.com Her gün 19.30-00.30 arasında açık. Kredi kartları geçerli.

GALATA MEYHANESİ
Galata Meyhanesi, Beyoğlu’nda fasıl geleneğini 17 yıldır aralıksız sürdürüyor. Pazar günleri hariç her gün keman, kanun, ud ve darbukadan oluşan dört kişilik saz heyeti gelenleri duygudan duyguya sürüklüyor. 21.00’de başlayan program hafta içi 00.00’a kadar, hafta sonu ise 00.30’a kadar sürüyor. Ünü uzak diyarlara kadar uzanan Galata Meyhanesi The New York Times’da da adından söz ettirmeyi başarmış. Gazetenin muhabirlerinden Stephan Kinzer İstanbul meyhanelerinden bahsettiği yazısında kendi favorisinin ‘Galata’ olduğunu yazmış. Fazla söze gerek yok; gidip görmek lazım. Yoğurtlu pazı sarması ve irmik helvası meşhur.
Limitli fiks menü hafta içi 65 TL, Hafta sonu 75 TL.

NEDEN GİDİLİR?
Asmalımescit veya Nevizade karmaşasından uzakta, sakin bir sokakta bulunması en önemli avantajlarından.
(0212) 293 11 39 Orhan Adli Apaydın Sokak 5A, Beyoğlu. www.galata.com.tr Pazar hariç her gün 19.30-00.30 arasında açık. Kredi kartları geçerli.

KREPEN’DEKİ KADİR’İN YERİ
Nevizade klasiklerinden. Rum ustalarından aldığı eğitimle 1951’de Krepen Pasajı'nda ilk dükkânını açan Kadir Karmak dükkânına da kendi ismini veriyor. Krepen Pasajı’ndan Nevizade’ye taşınan meyhane şimdiki yerinde 1982'den beri hizmet veriyor. Taşındıktan sonra müşterilerini kaybetmemek için mekânın ismi küçük bir değişikliğe uğruyor ve Kadir’in Yeri’nin önüne ‘Krepen’deki’ ekleniyor. İki salonu ve bir de terası var. Meyhane geleneği fasıl her gün mevcut. Yazın sokağa atılan masalarda oturmak vazgeçilmez zevklerden. Eğer mevsimiyse marine edilmiş levreği tavsiye ederiz.
Canlı fasıl her gün 20.30 -00.00 arasında. Hafta sonu 02.00’ye kadar uzayabiliyor. Limitsiz menü 80 TL, limitli ise 60 TL.

NEDEN GİDİLİR?
Gösterişten uzak, sakin bir ortama sahip. Gerçek anlamda kafa boşaltabiliyorsunuz.
(0212) 243 61 30 Nevizade Sokak 12/, Balıkpazarı,Beyoğlu. Her gün 12.00-01.00 arasında açık. Kredi kartları geçerli.

KALLAVİ
1995’ten beri Etiler’de hizmet veriyor. Şehrin en ünlü meyhanelerinin başında geliyor Kallavi. Fiks menüsünde mantar salatasından mercimek köftesine, favadan zeytinyağlı yaprak sarmasına kadar 15 çeşit mevcut. Peynirli tepsi böreği, kaşarlı mücver, Arnavut ciğeri ara sıcaklar; salata, ana yemekte çıtır piliç pane veya ızgara köfte ve pirinç pilavı, meyva ve limitsiz yerli içki fiks menünün geri kalan kısmını oluşturuyor. Mezeler günlük olarak değişiyor. Yaklaşık 110 kişi alabilen Kallavi’de rakı da içebilirsiniz şarap da.
Pazartesi-perşembe sadece fasıl var. Cuma-cumartesi günü 21.00-00.00 arasında fasıl ve 01.30’a kadar Türkçe müzik programı var. Menü 75 TL.

NEDEN GİDİLİR?
“Beni fasıl kesmez canlı canlı pop müzik de isterim” derseniz Kallavi’de fasıl sonrası pop müzik keyfinizi yerine getirir.
(0212) 270 90 77 Aytar Caddesi 3, Levent İş Hanı, Etiler. Her gün 20.00-02.00 arasında açık.Kredi kartı geçerli.

ZARİFİ MEYHANE
19. yüzyıl Osmanlı İstanbul’unda en bilinen, en sözü geçen ailelerden biriydi Zarifiler. Bugün Zarifiler’den İstanbul’da ya da Türkiye sınırları içinde yaşayan kalmadı. Ailenin Beyoğlu’nda yoksul Rumlara vakfettiği tarihi binada 2000 yılında açılan restoran, kültürleri bir araya getiriyor. Zarifi, Ermeni, Rum, Musevi, Arap ve Levanten yemeklerini sunuyor. Yunan, Balkan ve Pera menülerinden oluşan ve Zarifi’nin müzikal karakterini yansıtan üç farklı fiks menüsü var. Tarama, mürdüm erikli kalamar dolması, Girit usulü şehriyeli ahtapot ızgara, cacıklı arap aşı, hünkar beğendi, lakerda, kalamata, şulina, pirşuta, çerviş, tavçema, tarator bu menülerin vazgeçilmezlerinden. Burada eski İstanbul şarkılarından Yunan müziğine ve sefarada her türlü müziği duyabilirsiniz. Her salı Kadir Sim ve fasıl ekibi, her çarşamba Suzan Kardeş ile Balkan Geceleri, perşembeleri Erhan Akman’ın sesinden Türk Sanat Müziği ve fasıl ekibi ile eğlence var.
20.00-21.30 arasında DJ performansı, 22.00-01.00 arasında fasıl programı var. Menü 1: limitli 90, limitsiz 110 TL, menü 2: limitli 105, limitsiz 125 TL, menü 3: limitli 110, limitsiz 130TL.

NEDEN GİDİLİR?
Her güne farklı tarzda bir eğlenceyle renk katmak için.
(0212) 293 54 80 Çukurluçeşme Sokak 11A, Beyoğlu. www.zarifi.com.tr Cuma ve cumartesi 20.00-04.00, diğer günler 20.00-02.00 arasında açık. Kredi kartları geçerli.

KÖR AGOP
Meyhane kültürünün, rakı-balığın, çalgılı-çengili, fasıllı eğlencenin merkezi Kumkapı’daki Kör Agop Meyhanesi İstanbul’un en eski ve en bilindik yerlerinden. Sahibi Agop ‘dışarıda içki içmek çok pahalı’ gerekçesiyle 1938’de burayı açıyor. Eşi Marta’nın yaptığı mezelerle ününe ün katıyor. Şimdi Dursun Yenisoy’un hazırladığı menüde mezelerden et ve balık çeşitlerine, rakıdan şaraba ne arasanız buluyorsunuz. Restoran iki katlı ve 150 kişilik kapasiteye sahip. Açık havada oturabileceğiniz bir bölüm de mevcut.
Fasıl her gün 20.00-01.30 arasında. Fiks menü limitli 55, limitsiz 75 TL. İsteyen à la carte da alabilir.

NEDEN GİDİLİR?
Meyhane kültürüne terbiyeli balık çorbası, akciğer yahnisi, sıcak fasulye gibi sayısız tatlar ekleyen mekânın lezzetlerini yerinde tatmak için.
(0212) 517 23 34 Ördekli Bakkal Sokak 7, Kumkapı. Her gün 11.00-02.00 arasında açık. Kredi kartları geçerli.

LİMAN MEYHANESİ
1947 yılında kurulan Liman Lokantası’nın içinde yer alıyor Liman Meyhanesi . Osmanlı, Türk, Rum, Makedon mutfaklarından yemekler bulabiliyorsunuz burada. Mekânın dekorasyonu ise 1950’li yıllara ışınlıyor insanı, nostaljik bir havası var. Çarşamba, cuma ve cumartesi günleri Erkan Tokmak idaresinde fasıl var. Fasıl dışında Dora’nın modern, oryantal, Hint figürleri taşıyan dans gösterisi görsel bir şölen yaşatıyor.
Fasıl 20.45-00.00 arasında. Limitsiz fiks menü 90 TL.

NEDEN GİDİLİR?
Beyoğlu’nun kalabalığından sıyrılıp, İstanbul’un 50’li yıllarına dönmek için.
(0212) 292 39 93 Rıhtım Caddesi 52 Kat 3, Karaköy. Pazar hariç her gün 19.00-00.00 arasında açık. Kredi kartları geçerli.

MESERRET
Meserret ya da tam adıyla Meserret Fasıl Restoranı, Beyoğlu’nun yeni eğlence merkezi naline gelmiş olan Meşrutiyet Caddesi’nde bulunuyor. Haliç manzarasına karşı fasıl eğlencesi yapabilirsiniz Meserret’-te. Hafta içi rezervasyon minimum 20 kişiye ulaştığı zaman fasıl oluyor; hafta sonu ise her daim fasıl var. 21.00’de başlayan program 02.00’ye kadar devam ediyor. Gitmeye niyetiniz yoksa programı 03.00’e kadar da uzatabiliyorlar. Türk mutfağına ait bir menüye sahip Meserret. 12 çeşit soğuk meze, üç çeşit ara sıcak, üç çeşit ana yemek ve limitsiz yerli içkiden oluşan fiks menü seçeneği mevcut, isteğe bağlı olarak á la carte menü de sunuyorlar. Sanatçı, yazar ve gazetecilerin uğrak yerlerinden.
Limitsiz fiks menü nakit 75, kredi kartına 85 TL.
NEDEN GİDİLİR?
İş yemekleri, doğum günü, evlilik yıldönümü, kına geceleri, düğün gibi özel günler için farklı organizasyonların uygulandığı Meserret’te gruplar için alternatifli özel menü seçenekleri, isteğe bağlı Türk geceleri ve oryantal şov düzenlenebiliyor.
(0212) 293 99 18 Meşrutiyet Caddesi Çavuşoğlu İş Merkezi 131/4, Tepebaşı. Pazar hariç her gün 10.00-02.00 arasında açık. Kredi kartları geçerli.

NAZENDE FASIL
İsminden de anlayacağınız üzere tam bir eğlence meyhanesi. Pano Şarapevi’nin hemen üst katında yer alan Nazende, şıklığı, nezih ortamı, yemek ve mezeleriyle ‘krallara layık’ benzetmesini hak ediyor. Bir zamanlar eski Türk filmlerinin afişlerini basan SinePera’nın mesken tuttuğu binada merdivenler boyunca o günleri hatırlatan posterler asılı. Salonu 110 kişilik. Fazla abartılmadan saray tarzında döşenmiş. Her gün fasıl heyeti gelenleri coşturuyor, yer yer hüzünlendiriyor. Ayrıca hafta sonları oryantal şov, assolist ve ud sanatçısının yer aldığı farklı programları da var. 10 çeşit meze, üç çeşit ara sıcak, seçmeli iki çeşit ana yemek, salata ve limitsiz içki içeren fiks menüde mevsimine göre patlıcan salatası, fasulye pilaki, haydari, soslu patlıcan, deniz börülcesi, kısır, humus, mercimek köfte gibi soğuk mezeler; peynirli sigara böreği, patates kroket, Arnavut ciğeri gibi ara sıcaklar, zeytinyağlılar, salatalar, mevsimine göre ızgara/buğulama/tava balıklar, kırmızı ve beyaz et yemekleri var.
Fasıl heyeti hafta içi her gün 20.00-00.00, hafta sonu 20.00-01.30 arasında sahnede. Limitsiz fiks menü 75 TL. À la carte da seçebilirsiniz.
NEDEN GİDİLİR?
Kış aylarında geniş ve ferah salonunda fasıl keyfi yapmaya.
(0212) 244 32 32 Hamalbaşı Caddesi 12, Galatasaray. www.nazendefasil.com Her gün 11.00-02.00 arasında açık. Kredi kartları geçerli.

RAKICI
İki odalı, yüksek tavanlı bir ev görünümündeki Rakıcı küçük görünse de yaklaşık 100 kişilik kapasiteye sahip. Mekânda tamamen eskiler yad ediliyor. Asmalı’da diye yeni nesil kokoş meyhanelerden sanmayın. Eski püskü, tahtaları yürüdükçe gıcırdayan mekân size eski İstanbul meyhanesinde olduğunuz hissini veriyor. Eskicilerden toplanan fotoğraflar, eski gazete kupürleri ve Orhan Taylan’ın duvara yaptığı resim gibi detaylarla burası tam bir zaman tüneli. İsterseniz sizler de duvarlara yazı yazabiliyorsunuz. Zengin bir menü beklemeyin; rakıyla iyi gidecek neyse o var. Radika, sakız bakla, deniz börülcesi tavsiyemiz. Ana yemek olarak küçük balıklar veriliyor. Tatlı olarak fırında helva var. Rakı muhabbetini en iyi şekilde yapabileceğiniz Rakıcı’da aynı zamanda canlı Türk Sanat Müziği de muhabbetinize eşlik ediyor.
Canlı fasıl cuma- cumar-tesi 20.00-00.30 arasında. Limitsiz menü 70 TL.

NEDEN GİDİLİR?
Eski İstanbul meyhanesi havasını yaşamak için.
(0212) 249 69 79 İstiklal Caddesi Sofyalı Sokak 5, Asmalımescit. www.asmalimescit.com.tr Her gün 13.00-02.00 arasında açık.Kredi kartları geçerli.

SANAT RESTAURANT
Sanat, restore edilmiş üç katlı eski bir Rum evinde hizmet veriyor. Kışın 500 kişiyi, yazın açılan terasta ise 450 kişiyi ağırlayabiliyorlar. İş yemekleri, özel davet ve kutlamalara da açık olan mekânda zengin bir içki ve meze menüsü var. Akşamları sizi canlı fasıl karşılıyor; fasıla yetişemezseniz taş plaklardan kaydedilmiş eski şarkılar, tangolar ve Rumca şarkılar da sizi müziğe doyurur.
Fasıl ekibi her gün 20.00-00.00 arasında sahnede. Limitli fiks menü 45 TL, limitsiz fiks menü 70 TL.

NEDEN GİDİLİR?
Nevizade’ye tepeden bakarak demlenmek için.
(0212) 244 13 09 Nevizade Sokak 11, Balıkpazarı-Beyoğlu. www.sanatgrup.com Her gün 09.00-02.00 arasında açık. Kredi kartları geçerli.

TÜRKBÜKÜ MEYHANESİ
Ortaköy’ün merkezinde cadde üstünde yer alıyor. Sadece akşam mekânı olarak düşünmeyin, sabahları kahvaltı da edebilirsiniz. Levrek marine, cibezotu, güveçte fener kavurma, pazılı somon sarma, deniz börülcesi, balık böreği Şef Salih Akıncı’nın mezelerden önerdikleri. Garsonların masalar arasında gezdirdiği ara sıcaklardan patates kroket ile muska böreğini de es geçmeyin. Ana yemeklerde seçenek bol; hatta klasik meyhane menüsünün dışına çıkıp hamburger, makarna bile koymuşlar listeye.
Her gün 21.00-01.30 arasında fasıl heyeti sahnede. Limitsiz fiks menü 80 TL.

NEDEN GİDİLİR?
Finali ikramları olan sütlü lokma tatlısıyla yapmak için.
(0212) 261 42 57 Muallim Naci Caddesi 6/A, Ortaköy Her gün 11.00-02.00 arasında açık. Kredi kartları geçerli.

ÜSTAD
Tipik Nevizade meyhanelerinden. Beş katlı ve yaklaşık 150 kişilik. Soğuk mezeler, ara sıcaklar, balık ve et çeşitleri, meyve ve tatlılardan oluşan bir menü bekliyor gelenleri. Yanında rakıve sabaha kadar süren canlı fasıl da cabası. Servis güler yüzlü, yemekler özenli ve lezzetli, rakı, müzik, güzelim Nevizade havası… Daha ne olsun!
Canlı fasıl programı her gün 20.00’de başlıyor. İki çeşit fiks menüleri var. Biri 55 TL, diğeri 65 TL.

NEDEN GİDİLİR?
Sıcak havalarda terasında serinlemek için.
(0212) 244 64 60 Kameriye Sokak 7, BeyoğluHer gün 10.00-02.00 arasında açık. Kredi kartları geçerli.

WOKS ZİYADE FASIL
3. Levent’teki Woks Ziyade hem restoran hem de bir meyhane. Burada haftanın yedi günü fasıl var. 20.00-00.30 arasında beş kişilik bir ekiple fasıl programı yapılıyor. Fasıl dışında bir de baba-oğul perküsyon şov var. İki katlı villada hizmet veren Woks’da Türk meyhane mutfağından lezzetler masanızı donatıyor. Yaprak sarma, mercimek salatası, kereviz salatası, Ziyade börek, pazı dolma, güveçte çoban kavurma, Ziyade special irmik helvası menüde öne çıkan tatlardan. Cuma ve cumartesileri her iki katta da 11.00-11.30 arası DJ’den Türkçe parçalar dinliyorsunuz. Mekânın sahipleri Rıza Akkaş ve Özlem Mekik hizmetin ve eğlencenin kalitesi ile bizzat ilgileniyorlar.
20.00-00.30 arasında her gün fasıl ekibi sahnede. Menü fiyatı 105 TL. 10 kişi ve üzeri gruplara ise 95 TL.

NEDEN GİDİLİR?
İş yemekleri, doğum günü ve düğün gibi organizasyonlara özel ve esnek uygulamaların da yapılabiliyor olması bu mekânı ayrıcalıklı kılan unsurlardan.
(0212) 269 56 86 Karanfil Caddesi 25, 3. Levent. www.ziyadefasil.com Her gün 19.00-01.00 arasında açık. Kredi kartları geçerli.

ANADOLU YAKASI
BİZ BİZE FASIL
Cadde tarafında meyhane kültürünü yaşatan nadir yerlerden biri. Adı üstünde tam bir fasıl mekânı. Her gece canlı fasıl var. Fiks menü uygulanıyor. Ordövr tabağı ile başlayan servis ara sıcaklar, ardından ana yemek ile devam ediyor.
Cuma ve cumartesi 21.00- 02.00, diğer günler 20.30-02.00 arasında canlı fasıl var. Limitli fiks menü nakit 60, kredi kartı ile 70 TL. Limitsiz fiks menü nakit 80, kredi kartı ile 85 TL.

NEDEN GİDİLİR?
Çarşambaları 13.00-17.00 saatleri arasında kadınlar matinesi var. Adnan Koç eşliğinde şarkılar söylüyor, erkekleri evde bırakıp kız kıza eğleniyorsunuz.
(0216) 386 00 85 Bağdat Caddesi 2A, Caddebostan www.bizbizefasil.com Her gün 09.00-01.30 arasında açık. Kredi kartları geçerli.

ÇİÇEK PASAJI CADDE
Beyoğlu klasiklerinden Çiçek Pasajı’nın temsilcisi Anadolu yakasında da var. Konsept bildiğimiz gibi: Rakı, balık, meze ve tabii ki fasıl. Mekân iki kapalı, iki de açık bölüme sahip. Yaz ve kış bahçesi gibi olan açık bölümlerden biri birahane, diğeri ise meyhane tarzında. Yak-laşık 40 çeşit meze, 15 çeşit ara sıcak ve leziz ana yemeklerden oluşan bir menü var. Hafta içi her akşam fasıl; cuma ve cumartesi günleri de akordeon ve keman sesiyle huzur buluyorsunuz.
Her gün 21.00 - 01.00 arasında canlı fasıl var. Fiks menü nakit 55 TL, kredi kartı ile 60 TL.

NEDEN GİDİLİR?
Bağdat Caddesi’nde Beyoğlu hissini yaşamak için.
(0216) 467 83 47 Kazım Özalp Sokak 36, Şaşkınbakkal. Her gün 11.00-02.00 arasında açık. Kredi kartları geçerli.

Şimdi hepberaber söylüyoruz
Fasılın eşlik etmeden tadı çıkmaz. Eğer fazla aşina değilseniz Türk Sanat Müziği’ne, en çok çalınan şarkılardan bir-iki kuple öğrenmeniz işinizi fazlasıyla görür. Buyrun size en popüler 10 fasıl şarkısı.
1. Bu Akşam Bütün Meyhanelerini Dolaştım İstanbul’un
2. Huysuz ve Tatlı Kadın
3. Benzemez Kimse Sana
4. Hatırla Sevgili
5. Yar Saçların Lüle Lüle
6. Yıldızların Altında
7. Kalamış
8. Dönülmez Akşamın Ufkundayım
9. Çile Bülbülüm
10. Şimdi Uzaklardasın

Meyhane adabı 101
► Meyhaneye girerken sakin olmak gerekir. Grup olarak giriliyorsa bile ses çıkarmadan, ağırbaşlı girmek lazım mekâna.
►Masaya otururken sağa sola çaktırmadan bakılır. Eğer yan masada oturan birileri varsa; nezaket gereği afiyet olsun denilir, o şekilde oturulur.
► Masaya oturdunuz. Eğer ki sizinle ilgilenecek garson hâlâ gelmediyse ‘pardon, bakar mısınız’ ya da ‘hocam, bakar mısın?’ şeklinde yüksek sesli cümleler kurmamak lazım. El baş hizasını geçmeyecek şekilde ağır abi modunda işaret verilir; tabii kibarca.
► Mezeler, yemekler, içkiler söylendi, çilingir sofrası kuruldu. Gelelim rakıya: hızlı mı, yavaş mı içilir tartışmasına girmeden şunu söylemek lazım; adam gibi içilir. Ne çok yavaş, ne çok hızlı tadını çıkararak.
►Kadehler bir kere tokuşturulur. Bir kereden sonra sürekli tokuşturmanın manası yoktur.
► Rakı da, su da iyice soğutulmalıdır (bu kısımda meyhanelere iş düşüyor). Buz koyunca rakının kıvamı bozulur, tadı kaçar.
► Keyif bitti. Sıra hesabı istemekte. Baştaki o malum işaret yapılır, tek farkla; elle yazma efekti eklenerek.
► Hesap tahmin ettiğinizden çok uçuk gelmediği müddetçe adisyon uzun uzun kontrol edilmez. Yüksek bir fiyat gelmişse garson çağrılır, düzeltilmesi istenir. Hesap ödeme faslı bittiyse yine usulüne uygun kalkılır. Yan masadakilere afiyet olsun, iyi akşamlar denir. Dükkân sahiplerinden birileri varsa onlara da iyi akşamlar dilenir ve mekândan girildiği gibi sukûnetle çıkılır.
► Son söz Ömer Hayyam’ın: ‘Önce kendine gel, sonra meyhaneye / Kalender ol da gir kalenderhaneye / Bu yol kendini yenmişlerin yoludur/ Çiğsen başka bir yere git eğlenmeye’

Elmali Kek Tarifi

Bu tarifi eşimin büyük teyzesinden almıştım. Bir akşamüstü kendisine gittiğimizde tadına bakmış ve lezzetine doyamamıştık gerçekten de. Kekin yapılışını anlatırken sıra elmaların dizilişine geldiğinde “hani hamsiyi tavaya nasıl dizersen, elmaları da öyle dizeceksin” deyip beni gerçekten de şaşırtmıştı. Hamsi tavaya nasıl dizilirdi ki? Tabi Karadenizli oldukları için muhtemelen benim de bu dizilişi hemen anlayacağımı sanmıştı :-)

Malzemeler:

* 5 yumurta
* 2 su bardağı toz şeker
* 1 su bardağı sıvı yağ
* 2 su bardağı + 2 yemek kaşığı un
* 1 kabartma tozu
* 1,5 yemek kaşığı galeta unu
* 4 elma
* 2 tatlı kaşığı tarçın
* 1,5 yemek kaşığı toz şeker
* Bir parça margarin (kalıbı yağlamak için)
* 1 tatlı kaşığı pudra şekeri (kekin üzerine serpmek için)

Yapılışı:

Yumurtaları ve 2 bardak toz şekeri derince bir kapta mikser ile çırpın. Karışım hafif kıvamlı bir hal alınca üzerine un, yağ ve kabartma tozunu da döküp tekrar mikserle çırpın. Kaptaki karışımı bir kenara alın. Büyük boy yuvarlak borcamınızın içini margarin ile yağlayın. Yağlı tabanın üzerine elinizle galeta ununu serpiştirin. Ardından elmalarınızı soyun ve her bir elmayı 4’e bölün. Çekirdekli kısımlarını temizledikten sonra her parçayı tekrar 4’e bölün. Hazırladığınız kek karışımının üçte ikisini borcama dökün. Elmaları dıştan içe doğru, tavaya hamsi dizer gibi :-), dizin. Elmaların üzerine tarçını, ardından da toz şekeri serpin.






Kek karışımından geriye kalanı da bir yemek kaşığı ile elmaların üzerinde kaşığı gezdirerek dökün. Bir anda kabınızdaki karışımı dökmeyin elmaların üzerine, çünkü karışım bu şekilde elmaların üzerini rahatça kaplamıyor çok sulu bir karışım olmadığı için. Borcamınızı fırına koyup, fırının sıcaklığını 200C'ye ayarlayın. 15dak. pişirdikten sonra borcamınızı fırının en alt kısmına (ya da fırınınızda sadece alt pişirme ayarı varsa o ayarı da kullanabilirsiniz) alarak 20 dak. daha pişirin. (Üstü fazla kızardığından en alta alırken ben borcamımın üzerine alüminyum folyo sermeyi tercih ediyorum.) Arada bir kekinize kürdan batırarak pişip pişmediğini kontrol edin. Kürdanınız artık kekten temiz çıkıyorsa kekiniz pişmiş demektir. Kekinizi fırından çıkardıktan sonra soğumaya bırakın. Soğuduktan sonra küçük bir tel süzgeç yardımı ile üzerine pudra şekerinizi serpin. Kekiniz artık servise hazırdır.


Afiyet olsun…

Kaynak:sihirlipastane.com

Limonlu Kek Tarifi

Aslında Almanca adı "Klassischer Sandkuchen" bu kekin. Birebir çevirdiğimizde "Klasik Kum Keki" gibi garip bir adı oluyor Türkçede. Ben de bu yüzden, tarifin içinde limon kabukları da olduğundan "Limonlu Kek" diye değiştirdim adını. Yapımı alıştığımız keklere göre daha farklı. Kabaran bir kek türü olmadığından kestiğinizde içi de göz göz olmuyor. Hani marketlerde ya da bakkallarda paketlerde satılan dikdörtgen kekler vardır ya, aynı onlar gibi oluyor işte.

Malzemeler:

* 5 yumurta
* 1+1/3 su bardağı şeker (250gr)
* 1 paket vanilya şekeri
* 1/2 limonun rendelenmiş kabuğu
* 3 türk kahvesi fincanı un (125gr)
* Bir çimdik tuz
* 2 türk kahvesi fincanı mısır nişastası
* 2 türk kahvesi fincanı buğday nişastası
* 170gr margarin
* Kekin üzerine serpmek için pudra şekeri

Yapılışı:

Margarininizi eritin ve soğumak üzere kenara koyun. Yumurtaları, şekeri, vanilya şekerini ve rendelenmiş limon kabuğunu cam bir kaseye koyun. Bu cam kaseyi de, içine 3 parmak soğuk su koyduğunuz bir tencerenin üzerine yerleştirin. (Kase ile camın birbirine temas etmemesi gerekiyor, bu yüzden tencerenin kaseden küçük olması gerekiyor ki yapacağımız işlemi buharda yani benmari usulü yapabilelim.) Ocağınızın altını açın ve cam kasedeki malzemeyi bir çırpma teli ile, karışım ılık bir kıvama gelene dek yavaşça karıştırın. Kaseyi tencerenin üzerinden alın ve 3-4 dakika daha karıştırarak soğutun. Geriye kalan malzemeleri; yani unu, tuzu, nişastaları ve soğumuş olan margarini yumurtalı karışıma ilave edin ve mikser ile karıştırın. Kek kalıbınızı sıvı yağ ile yağladıktan sonra kek karışımınızı içine dökün ve önceden 190C'de ıstıığınız fırınınızda 40-45 dakika pişirin. Kekinizi fırından çıkarmadan önce içine bir kürdan batırarak (kürdan temiz çıkarsa, hiç hamur yapışmamışsa kekiniz pişmiş demektir) içinin de pişdiğinden emin olun. Kekiniz soğuduktan sonra üzerine pudra şekeri serpin ve ondan sonra kesip servis yapın.

Afiyet olsun...

Kaynak:sihirlipastane.com

Fransiz Tart Tarifi

Üniversiteye gittiğim yıllardı. Bir şirkette part-time çalışıyordum. Çalıştığım şirketin çaprazında, küçük ve şirin bir restoran vardı. Sıkça bu restorana gider, lezzetli yemeklerinden tadar; yemeğin sonunda ise illa ki Fransız Tartı’ndan yerdik. Niye adı Fransız Tartı diye kalmış aklımda bilemiyorum. Sahipleri bir dönem Fransa’da mı yaşamışlardı, bu tatlı gerçekten de Fransız Tartı mıydı, yoksa ben şu anda anımsayamadığım bir nedenden dolayı bu tarta Fransız Tartı demeyi mi uygun bulmuştum hiçbir fikrim yok :-) Benim bu ismi uydurmuş olma olasılığım yüksekmiş gibi geliyor ya bana, neyse… Günlerden birgün yine bu tartı yerken arkadaşım tarifin kendisinde de olduğunu, restoranın sahibinden tarifi rica ettiğini ve bayanın da tarifi verdiğini söyledi. Sağolsun tarifi benimle de paylaştı. Tarifi okuduğumda, bu denli lezzetli bir tartın bu kadar basit malzemelerle ve bu kadar pratik yapıldığına şaşırmıştım doğrusu. Sonrasında; lezzetinin yanısıra, yapılışının zahmetli olmaması da benim için tercih sebebi oldu.

Aşağıda tarifi sizlerle de paylaşıyorum. Tarifin orjinalinde çilek kullanılıyor. Tazesini bulamıyorsanız dondurulmuşunu da kullanabilirsiniz. Sevgili kocam ne tazesini ne de dondurulmuşunu bulamadığı için ben böğürtlen ile yaptım. Farklı bir meyve ile deneyeyim diye bir komploya mı kurban gittim bilemiyorum :-) Ancak tartın hakkını vermek isterseniz muhakkak çilek ile yapın. Diğer bir lezzet önerisi de; tartı, tart ılık, fakat üzerindeki meyveler soğukken, yani meyveler buzdolabından yeni çıkarılmışken servis edin.

Malzemeler:

* 1 paket petibör bisküvi
* 125gr margarin (oda sıcaklığında)
* 12 çorba kaşığı yoğurt
* 2 yumurta
* 3 türk kahvesi fincanı toz şeker
* 1 su bardağı dondurulmuş böğürtlen (ya da çilek)
* 1,5 yemek kaşığı toz şeker

Yapılışı:

Böğürtlenlerinizin üzerine 1,5 yemek kaşığı toz şeker serperek buzdolabına kaldırın. (Çilek kullanacaksanız, çileklerinizi küçük küpler halinde doğrayın).

Bisküvinizi rondoda çekerek un haline getirin. Çekilmiş bisküvilerinizi bir kaba alıp üzerine margarininizi katarak elinizle, bisküvi ile margarin birbirine iyice karışana kadar yoğurun. Yağladığınız (26cm çapındaki) yuvarlak borcamınızın tabanına yağlı bisküviyi elinizle bastırarak yayın. Bir yemek kaşığının tersi ile tart tabanınızı düzleştirin. Kaşık hamura yapışıyorsa, kaşığın sırtını ara ara soğuk su ile ıslatıp işleme bu şekilde devam edin. Ardından mikser yardımı ile yumurtalarınızı ve şekerinizi derince bir kapta çırpın. Yoğurdunuzu da bu karışıma katıp 2-3 dakika daha çırpın, son derece akışkan bir karışım elde edeceksiniz. Hazırladığınız karışımı tart tabanının üzerine dökerek borcamınızı 170C’de fırınlayın. Tartınızın üzeri hafiften kızarmaya başladığında (tartın ortasını da kontrol edin, orta kısım sıvılığını yitirip katı bir hale gelmiş olmalı) borcamınızı fırından çıkarın.

Servis yaparken, dilimlediğiniz tartın üzerine, hazırlamış olduğunuz meyvelerden (meyvenin suyundan da kaşığa bir miktar alarak) bir yemek kaşığı dökün. Tartı ılıkken servis edin, üzerlerindeki meyvelerin ise soğuk olması gerekiyor. Meyveleri tartın üzerine döküp uzunca bir süre bekletmeyin, hem görüntü hoş olmuyor hem de tart meyvenin suyunu çekeceğinden lezzetinde farklılık oluyor. Servisten hemen önce bir dilim tartı tabağa koyup, tabakta meyveyi üzerine dökün ve hemen servis edin.



Afiyet olsun…

Kaynak:sihirlipastane.com

14 Mart 2011 Pazartesi

Rocco Sakiz

Farklı duruşu, renkli ve esprili tarzıyla eğlenceyi arayan gençlerin tercihi Rocco, şimdi de ‘Rocco Sıkısakız’ ile sakız dünyasına merhaba diyor…

Rocco yepyeni şekilli sakızları ve dikkat çekici ambalajı ile raflarda yerini alıyor. Sakız dünyasında eğlencenin yeni ismi Rocco Sıkısakız, nane yaprağı şeklindeki nane aromalı, damla şeklindeki damla sakızı aromalı ve kavun dilimi şeklindeki kavun aromalı çeşitleri ile fark yaratırken, sıra dışı eğlenceler sunmaya devam ediyor.

Ikbal yeni restorani ile T?ye?nin en yuksek binas?nda

Türkiye’nin her köşesine yayılan et ürünleri ve restoranları ile ülkemizin en köklü markaları arasına girmeyi başaran İkbal, şimdi de Avrupa’nın ve Türkiye’nin en yüksek binası Sapphire Çarşı’da yeni restoranını açtı.

Türkiye’nin her bölgesine yayılan et ürünleri ve restoranları ile büyük ilgi gören İkbal restoran zincirlerinde sunduğu geleneksel lezzetleriyle şimdi de Sapphire Çarşı’da, lezzet tutkunlarıyla buluşacak.

Sapphire Çarşı’da açılan yeni İkbal restoranı, müdavimlerine; kahvaltı alternatifleri, et ürünleri ve sulu yemek menüsünü 150 metrekare alanda, kendine ait yaklaşık 60 kişilik bölümde sunacak. İkbal’in bu yeni restoranı özel menüleri ve profesyonel kadrosuyla her gün 10:00 – 22:00 arasında hizmet verecek.

Geleneksel yemekler için ortak lezzeti yakalayabilmek ve müşteriye en iyi tatları sunabilmek üzere aşçılarını, Afyon’da üç günlük bir eğitime de tabi tutan İkbal; restoran zincirleri ve et ürünleriyle Türkiye’deki büyümesini sürdürüyor.

Nejat Gullu Simitleri

GEVREK SİMİDİN ÇITIRTISI NEWYORK’TAN DUYULUYOR

Dünyaya baklava yediren Nejat Güllü, çıtır simidi ile damak tadını değiştiriyor. Tamamen elde hazırlanan ve hakiki üzüm pekmezi kullanılarak renklendirilen Nejat Güllü’nün simitleri, New York’dan Hollanda’ya, Kaliforniya’dan Kuveyt’e kadar birçok noktada susamlı, kaşarlı ve kepekli türlerini dünya ile buluşturuyor. Yurt dışına simidi götüren Nejat Güllü, eşsiz simit tadı sayesinde “yüzüklerin efendisi” savaşını da kazandı…

Simidin yöreden yöreye farklı isimleri ve tatları olsa da Baklava Ustası Nejat Güllü, 10 yılı aşkın süredir simitleri ile bu ismi ve lezzeti Kâğıthane’den dünyanın dört bir köşesine taşıyor. Sabah kahvaltılarının olmazsa olmazlarından simit, en lezzetli hali ile Nejat Güllü’nün Güllüoğlu’nda sizleri bekliyor. ABD NewYork’ta Manhattan, Astoria Queens ve Brooklyn’de, Kaliforniya Los Angeles ile Hollanda’da Amsterdam’da dillere destan olan Nejat Güllü’nün simitleri, Harran Ovası’ndan gelen özel un ve hafif zeytinyağı ile buluşuyor. Özellikle Amerika’da “yüzüklerin efendisi” olarak adlandırılan Nejat Güllü’nün simitleri susamlı, kaşarlı ve kepekli türleri ile Amerikalıların sabah kahvaltılarının vazgeçilmezi oldu.

Usta ellerin yoğurduğu ve sütün kullanıldığı Nejat Güllü’nün simitlerinde hakiki üzüm pekmezi farklılık yaratıyor. Kıvama gelmesi için saatlerce yoğrulan Güllüoğlu’nun susamlı, kaşarlı ve kepekli simitleri günde yaklaşık 1000’in üzerinde üretiliyor. Nejat Güllü’nün Güllüoğlu markasının Türkiye’de bulunan toplam 16 şubesinde ve Newyork’tan Brooklyn’e, Amsterdam’dan Erbil’e yurtdışında da büyük ilgi gören simit her gün taze ve sıcak olarak sunuluyor.

Her yerde Güllüoğlu simitleri konuşuluyor

Simidin, sahip olduğu lezzetinin yanı sıra gevrekliği, susamı, özellikle ağızda dağılışı ile çok tutulduğunu belirten Baklavacı Güllüoğlu Yönetim Kurulu Başkanı Nejat Güllü, “Türk simidini ABD’ye götürdük ve beklenenin üzerinde ilgi gördü. Amerikalılar Türk simidini görünce bagel’e tercih ettiler. Bagel ve simit, şekil yönünden benzerliği nedeniyle aralarındaki rekabet yüzüklerin savaşı olarak nitelendirildi. Yüzüklerin efendisinden esinlenilerek böyle bir isim takıldı. Bu rekabette simit geride kalmadı. Talep gün geçtikte artıyor. Amerika’daki tüm internet portallarında ve gazetelerde Baklavacı Güllüoğlu’nun simidinden bahsediliyor” dedi.

Hakiki üzüm pekmezinin kullanıldığı ve damak tadına göre susamlı, kepekli ve kaşarlı olarak üretilen Nejat Güllü’nün simitleri yurt dışına ise şoklama yöntemi ile sipariş üzerine Amerika, Hollanda, Kuveyt gibi noktalara gönderiliyor. Özellikle Amerika ve Hollanda’da herkes tarafından beğeni ile tüketilen Nejat Güllü’nün simitleri, gelen talep üzerine pişiriliyor ve sıcacık, taptaze olarak damakları şenlendiriyor.

Nejat Güllü’nün Güllüoğlu özel simitlerine Türkiye çapında toplam 16 noktadan, yurtdışında ise 7 şubeden ulaşılabiliyor. Güllüoğlu’nun farklı lezzetteki simitlerine yurt içinde İstanbul’da Kağıthane, Mısır Çarşısı, Beyazıt, Ümraniye, Mecidiyeköy, Fulya, Kadıköy, Üsküdar, Otogar, Hasanpaşa, Sultanbeyli, Pendik’te; Bursa’da Heykel ve Nilüfer’de, İzmit’te Merkez ve Gebze şubelerinde; yurtdışında ABD NewYork’ta Manhattan, Astoria ve Brooklyn’de, Kaliforniya Los Angeles’ta; Hollanda Amsterdam’da ve Irak Erbil’de ve Kuveyt şubelerinde bekliyor.

Dünyanın farklı kültürlerini geleneksel Türk tatlıları ve lezzetleri ile buluşturan Nejat Güllü’nün Güllüoğlu hakkında daha fazla bilgi edinmek için www.gulluoglu.com adresi ziyaret edilebilir. www.gulluoglusiparis.com internet adresinden ya da 0 (212) 321 34 44 numaralı hattan da sipariş verilebilir.

Muhtesem Osmanli Yemekleri i? Hilton

Başlangıç olarak sunulan Terbiyeli Tavuk Çorbası’nın özelliği Kanuni Sultan Süleyman’ın şehzadeleri için yapılan sünnet düğünleri ve şenliklerinde vazgeçilmez lezzetleri arasında yer alması. Osmanlı Sarayı mutfağının birbirinden muhteşem lezzetleri Bosphorus Terrace Restaurant’da konuklarını bekliyor.– 2010 Osmanlı Saray Yemekleri Yarışması’nın galibi Hilton İstanbul ödüllü yemeklerini Bosphorus Terrace Restaurant‘da Mart ayı boyunca sizlerle bulusturuyor. Terbiyeli Tavuk Çorbası, Fırında Bıldırcın Dolması, Terkib-i Cesidiyye, Sütlü Elmasiye ve Cevizli Kabak Tatlısı gibi enfes lezzetlerin sunulacağı bu sölendeki yerinizi alın; üstelik otopark ücreti ödemeden. Ayrıca özel davetlerinizde sizin belirlediğiniz bir mekanda sevdiklerinize özel vereceğiniz davette bu muhteşem menüyü de servis edebilirsiniz.

Hilton İstanbul’u başarıyla temsil eden ekip menüyü oluştururken hazırladıkları her tabağın hikâyesine de yer verdiler. Başlangıç olarak sunulan Terbiyeli Tavuk Çorbası’nın özelliği Kanuni Sultan Süleyman’ın şehzadeleri için yapılan sünnet düğünleri ve şenliklerinde vazgeçilmez lezzetleri arasında yer alması. Ara sıcak olarak hazırlanan Fırında Bıldırcın Dolması ise, Selçuklu padişahlarınca av dönüşü verilen ziyafetlerin ve Osmanlı döneminde özellikle saray çevrelerince kurulan görkemli sofralarının baş tacı olarak sunuluyordu.

Hilton İstanbul ekibinin ana yemek olarak hazırladığı Terkib-i Cesidiyye adını içindeki çok sayıdaki malzemenin çeşitliliğinden ve Farsçada tadına bakılmış, beğenilmiş anlamına gelen “cesidiye” kelimesinden alıyor. Osmanlı mutfağına Şirvani tarafından eklenmiş 15’inci yüzyıla ait bu şölen yemeği, dönemin en çok rağbet edilen sekerli ve meyveli yemeklerinin özel bir örneği olma niteliğini taşıyordu. Son olarak, Sütlü Elmasiye ve Cevizli Kabak Tatlısı ise Osmanlı Saray Mutfağı’nın elmasiye, nefis kabak tatlısı ve Diyarbakır’a özgü kudret helvasının bir araya gelmesiyle sunulan bir lezzet oldu.

Hilton İstanbul ekibine birincilik getiren bu menü sadece Mart ayı boyunca Bosphorus Terrace Restaurant’da servis edilecek. Bu lezzet şölenini kaçırmayın.

Rezervasyon ve Dış İkramlar İçin Telefon: 0212 315 6000

Facebook.com/Hiltonistanbul

Twitter.com/Hiltonistanbul

Chocolips ile Dudaktan Kalbe

Kalbe giden yol dudaklardan başlar…

Chocolips’in içinde saklı çikolata dolgusunun enfes tadı; dudaktan kalbe, karşı konulmaz bir lezzet akışı başlatıyor.

Kakaolu yumuşacık kek üzerine nefis yoğun çikolata dolgusu ve gerçek çikolata kaplaması ile Chocolips, lezzet severlere unutulmaz bir deneyim yaşatıyor.

Chocolips’in eşsiz çikolata dolgusu ve gerçek sütlü çikolatasıyla yüzünüzdeki gülümsemeyi saklayamayacaksınız.

40 gr.’lık ambalajıyla evde, ofiste, çantanızda ve günün her anında yanınızda taşıyabileceğiniz Chocolips, vazgeçilmezlerinizden olacak.

Saray, Chocolips ile pazarda iddialı
Pazarda 400’den fazla ürün çeşidi ile yer alan ve her geçen gün ürün yelpazesini genişleten Saray’dan bir yeni ürün daha. Tüketicilerin karşısına “Dudaktan Kalbe” mutluluk konseptli ürünü Chocolips ile çıkan Saray, Chocolips ile gençlerin ve bayanların kalbinde taht kurmayı planlıyor.

Chocolips’in kakaolu özel yumuşak kek üzerine nefis yoğun çikolata dolgusu ve gerçek çikolata kaplamasının birleşimi olduğunu belirten Saray yetkilileri, Chocolips’in birçok lezzetin aynı anda tadılmasını sağlayacağını ifade ettiler.

40 gramlık ambalajıyla raflarda yerini alan Chocolips’in çay ve kahve saatlerinin ayrılmaz bir ürünü olacağını söyleyen Saray yetkilileri ürünün varoluş hikayesini, “Kalbe giden yol elbette dudaklardan başlar. Biz de Chocolips’i yaratırken dudaklardan ilham aldık” şeklinde açıklıyorlar. Chocolips’in kısa bir zaman içinde çok sevildiğini ve tüketiciler tarafından yoğun bir talep gördüğünü belirten yetkililer, taleplere yetişebilmek için yeni bir üretim hattını daha devreye almayı planladıklarını açıkladılar.

Chocolips’e yurtiçinden olduğu kadar yurtdışından da yoğun bir talep geldiğine işaret eden yetkililer, “Yeni ürünümüz Chocolips ile ihracattaki hedefimizi de yükselttik” dediler.

Tefal Acticook ile Mutfakta Hiz Rekoru Kiriliyor

Tefal’in yeni düdüklü tenceresi ActiCook ile Türk mutfağının vazgeçilmez lezzetleri dakikalar içerisinde kolaylıkla pişirilebiliyor. Etli İç Pilavı 5, Hünkar Beğendiyi 12, Etli Yeşilbiber Dolmasını 15, Kabak Tatlısını ise 8 dakikada pişiren ActiCook, zamandan ve enerjiden tasarruf sağlıyor. Eko-doz ölçü kabı, Akıllı Kontrol Saati ve özel yemek kitabı ile ilk defa düdüklü tencere kullananlar bile kolaylıkla maharetlerini sergiliyorlar. Tefal ActiCook, katlanabilir kulpları sayesinde de mutfaklarda daha az yer kaplıyor.

İlklerin markası Tefal; düdüklü tencere kategorisine iddialı bir ürün daha sunuyor. Kuru fasulye, nohut, iç pilavı gibi Türk mutfağının vazgeçilmez lezzetlerini dakikalar içerisinde pişiren ActiCook, benzersiz eko-enerji teknolojisiyle zamandan ve enerjiden büyük oranda tasarruf sağlıyor. Eko-doz ölçü kabı tariflere doğru miktarda su eklenmesini sağlıyor. Akıllı Kontrol Saati ise, pişirme sürecini adım adım takip ederek ideal pişirme sıcaklığı için ocağın altının ne kadar açılması gerektiği konusunda kullananları yönlendiriyor. Ayrıca, pişirme tamamlandığında da sesli uyarı ile haber veriyor. Böylelikle maharetli hanımları tencerinin başında bekleme zahmetinden kurtarıyor.

Tek düğme ile açma-kapama özelliği sayesinde kullanımı son derece kolay ve güvenli olan Tefal ActiCook, katlanabilen kulpları ile de mutfakta daha az yer kaplıyor. Rahatlıkla saklanabilen ve bulaşık makinesinde yıkanabilen ActiCook, kapakta yer alan otomatik kilitleme sistemi sayesinde basınçlı buhar tamamen boşalmadan açılmıyor. Tefal ActiCook, bu özel teknoloji sayesinde yanma ve yaralanmalara karşı güvenli bir kullanım sunuyor.

Geleneksel Türk Mutfağı’na ait 56 tarifin ye aldığı yemek kitabı da ActiCook ile birlikte hediye ediliyor. Rakipsiz hızı ile hayatınızı kolaylaştıran ActiCook’u Tefal Shop’larda ve Tefal satış noktalarında bulabilirsiniz.

www.tefal.com.tr

Bosch yeni uc kapili sogutucusu d?lari aliyor

Bosch, soğutuculardaki yer sorununu yeni KFN 91PJ10N üç kapılı kombi soğutucusu ile ortadan kaldırıyor. Toplam 762 litreyi bulan soğutucuda her şeye yer var. Bosch’un yeni soğutucusu HydroFresh bölmesi, çocuk emniyet kilitli ve aydınlatmalı buz hazırlayıcısı, kırılmaz camdan, yüksekliği ayarlanabilir rafları ile dikkat çekiyor. “Yaşam için teknoloji” sloganıyla sadece bugünü değil, geleceğimizi de iyileştiren teknolojiler sunan Bosch, yeni KFN 91PJ10N üç kapılı kombi soğutucusu ile tüm yiyeceklere yer açıyor. Soğutucu net hacmi 445 litre, derin dondurucu net hacmi 191 litre olmak üzere toplam 636 litre net hacme sahip Bosch KFN 91PJ10N soğutucuda, yiyecekleri yerleştirme işlemi sorun olmaktan çıkıyor. Soğutucu büyük küçük tüm tencerelere, tüm yiyeceklere yer açıyor. Geniş et saklama bölmesi ise etlerin en sağlıklı koşullarda, uzun süre ile saklanmasını sağlıyor.

Paslanmaz çelik estetik tasarımı ve şık panel ile yeni Bosch KFN 91PJ10N, mutfak dekorasyonlarını tamamlıyor. Leke tutmayan çelik yapısı, temizlik açısından önemli bir kolaylık sunuyor.

HydroFresh bölmesi ile tazelik güvence altında

Bosch KFN 91PJ10N üç kapılı kombi soğutucunun HydroFresh bölmesi yiyeceklerin hava ile temas etmesini önlüyor. Bölmenin dalgalı tabanı yiyeceklerin zemine daha az değmesini sağlayarak, uzun süreli koruma ve tazeliği olanaklı hale getiriyor. Mükemmel saklama koşulları sunan HydroFresh teknolojisi, vitamin ve nem kaybını önleyerek sebze ve meyvelerin besin değerlerini koruyor ve yiyecekleri taze tutuyor.

Çocuk emniyet kilidi ile güvenli kullanım

Bosch’un ileri teknolojili yeni soğutucusunun kapısında bulunan su pınarı önemli bir kullanım kolaylığı sunuyor. Çocuk emniyet kilitli, aydınlatmalı dokunmatik buz hazırlayıcıda parçalanmış buz, küp buz ya da soğuk içme suyu elde edilebiliyor. Emniyet kilidi ile küçük çocuklu ailelerde yaşanabilecek olası kazaların önüne geçiliyor.

Ergonomik tasarım kullanım kolaylığı ve konfor sunuyor

Bosch KFN 91PJ10N soğutucuda derin dondurucunun altta yer alması, kullanım açısından önemli bir kolaylık ve konfor sağlıyor. Üç çekmeceli yapıya sahip derin dondurucuya donmuş ürünler kolayca yerleştirilebiliyor. Çekmeceler derin dondurucunun her zaman düzenli olmasını, istenilen yiyeceklere her zaman rahatça ulaşılmasını sağlıyor.

Soğutucunun aydınlatmasında kullanılan LED lambalarla hem enerji tasarrufu elde ediliyor hem de içerde her nokta net bir şekilde görülebiliyor. Özel, kırılmaz, cam raflar istenilen yüksekliklerde ayarlanabiliyor, güvenle kullanılabiliyor. Cam raflar rahatlıkla temizleniyor, soğutucunun içinde aydınlık ve ferah bir his yaratıyor.

Bosch KFN 91PJ10N üç kapılı kombi soğutucu

Gardırop Tipi Solo No Frost Soğutucu

- A enerji sınıfı

- AntiFingerprint (Leke tutmayan çelik)

– MultiAirflow

– LCD ekran üzerinden okunabilir elektronik ısı ayarı, otomatik defrost, 2 bölmede bağımsız

ısı kontrolü

– Çocuk emniyet kilitli aydınlatmalı dokunmatik buz hazırlayıcı (parçalanmış buz, küp buz ya da

içme suyu)

– Su filtresi değişim ikazı

– Küp buz kapasitesi: 1,7 kg/24 saat

– Su bağlantı hortumu: 3 m

– SuperCooling (Süper soğutma) fonksiyonu

– “French Door” dizayn; soğutucu bölmesinde aynı anda açılabilen 2 kapı

– Otomatik kapanabilen şok dondurma fonksiyonu

– Aktif uyarı sistemi, 4 kademeli emniyet sistemi

– Soğutucu: 2 adet yüksekliği ayarlanabilir emniyetli cam raf, 1 adet sebzelik üzerinde

cam raf, 1 adet beyaz şişe rafı

– 2 adet HydroFresh çekmece, Teleskopik ChillerSafe

– 4 büyük kapı rafı, 1 küçük kapı rafı

– LED aydınlatma

– 1 adet teleskopik sistemli sebzelik/meyvelik

Dondurucu: Otomatik buz hazırlayıcı

Soğutucu net hacim: 445 l

– Derin dondurucu net hacim: 191 l

– Toplam net hacim: 636 l

– Boyutlar (YxGxD):

1770 x 910 x 850 mm

Pizza Pizza yeni restoranlarini acmaya devam ediyor

Pizza Pizza durmak bilmiyor… Denizli’deki 5 olan restoran sayısını 12 Mart’ta saat 10.00’da Sümerpark AVM’de açacağı yeni restoranı ile 6’ya çıkaracak. Pizza Pizza, bu yeni şubesi ile lezzetli, kaliteli, taze ve bol malzemeli pizzalarını daha fazla noktada Denizlili pizzaseverlerle buluşturacak.

Türkiye’nin pizzacısı Pizza Pizza, istikrarlı büyümesine devam ediyor. Türkiye’nin tüm bölgelerinde pizzaseverlerle buluşan firma, Denizli’de Sümerpark AVM’de resmi açılışını gerçekleştireceği restoranı ile bu şehirdeki restoran sayısını 6’ya çıkarıyor. 12 Mart Cumartesi günü saat 10.00’da gerçekleşecek olan açılışa, Denizli protokolünden de isimler katılacak. Açılışta Denizlileri çeşitli sürprizler de bekliyor olacak. Pizza Pizza Türkiye’de ve Irak Bağdat dahil olmak üzere 200’e yakın restoranı ile hizmet veriyor.

Taze ve bol malzemeli pizzaları ve farklı menü seçenekleri ile tercih edilen Pizza Pizza, tam 16 yıldır, Türkiye’nin pizza lezzetini belirliyor. Tazelik, kalite ve bol malzemeye önem veren Pizza Pizza’da tüm pizzalar Pizza Pizza kültürüyle yetişmiş pizza ustaları tarafından hazırlanıyor. Pizzalarında kullandığı eti kendi üretim tesisinde üreten Türkiye’deki tek pizza markası olan Pizza Pizza, kaliteyi hammadde, üretim, ürün, servis ve insan kaynağı politikasında da uyguluyor.

Türk damak tadıyla pizza kültürünü birleştiren Pizza Pizza, üstün kalite, tarifsiz lezzet ve servis hızıyla tüm ülkede pizza rüzgârları estirmeye devam ediyor. Zengin menüsü, lezzeti ve her keseye uygun seçenekleri ile müşteriler tarafından beğeniyle tercih ediliyor. Pizza Pizza şubelerinin sıcak ve nezih ortamında afiyetle yenen pizzalar, evlere ve işyerlerine de 30 dakika servis hızıyla ulaşıyor.

Pizza Pizza’nın Denizli Sümerpark AVM restoranı 110 metrekare alanı ve salonu ile Denizlileri lezzetli pizza yemeye davet ediyor. Denizli Sümerpark AVM restoranda ilk olarak konvery fırın kullanılıyor.

Pizza Pizza’nın şubeleri, sunduğu yenilikler ve menüleri hakkında daha fazla bilgi almak ve sipariş vermek için www.pizzapizza.com.tr adresi ziyaret edilebilir, 44 44 500 no’lu sipariş hattı aranabilir.

Adres: Denizli Sümer Park AVM, Sümer Mah. Çal Cad. No: 1 Sümer / Denizli

Tel: 0 258 252 12 34

Rulo Patates Salatasi

Doğum iznim bitip de işbaşı yapınca hiçbir şeye vakit ayıramaz oldum. Adeta dünyam karıştı ve neyi ne zaman yapacağımı şaşırdım. Akşamları ancak bebeğimize ve sevgili kocama vakit yaratabiliyorum. Biraz ev işi, biraz yemek pişirme, biraz şu biraz bu derken hakikatten de yorgun düşer oldum. Annem bizde kaldığı ve birçok şeye yardımcı olduğu halde bu hale geliyorsam, annem bizde kalmasaydı halim ne olurdu düşünmek bile istemiyorum. Bu telaş arasında siteme de yeni tarifler ekleyemedim ne yazık ki. Zamanla her şeyi düzene sokacağım diye telkinde bulunuyorum kendime. Umarım sadece boş bir teselli değildir bu ve gerçekleştirebilirim.

Uzun süredir siteme eklemek istediğim bir tarifti Rulo Patates Salatası. Her yaptığımda çabucak yendiği için bir türlü fotoğraflayamamıştım. En sonunda fotoğraflayabildim de tarifi eklemek kısmet oldu. İlk, teyzemin gelini Yasemin Abla’nın sofrasında tatmıştım bu patates salatasını. Yanlış hatırlamıyorsam Oktay Usta’nın tarif kitabından almıştı. Bende kitap olmadığı için ben kendi zevkime göre hazırladım patates salatasını. Şekil itibarı ile Yasemin Abla’nın yaptığına benziyor ama tadı daha farklı. Onun hazırladığında haşlanmış yumurta da vardı sanırım. Siz de içeriğini evdeki malzemelerinize ya da zevkinize göre değiştirebilirsiniz. Umarım sizler de en az bizim kadar beğenirsiniz bu tarifi…

Malzemeler:

*
600gr patates
*
40gr margarin
*
1 çay kaşığı tuz
*
½ limonun suyu
*
1,5 yemek kaşığı mayonez
*
4 tepeleme yemek kaşığı garnitür
*
2 adet kornişon turşu
*
2 çorba kaşığı ince kıyılmış dereotu

Yapılışı:

Patatesleri, kabuklarını soymadan bol su ile iyice haşlayın. Haşlanan patatesleri soğuk suyun altında tutarak kabuklarını soyun ve derince bir kaba alın. Hala sıcak olan patateslerin üzerine margarin, limon suyu ve tuzu ekleyin. Çatalla ya da patates ezici ile iyice ezin. Hazırladığınız patates püresini bir streç folyo üzerine düzgün bir dikdörtgen olacak şekilde ellerinizle yayın. Çok ince bir tabaka halinde yaymamaya özen gösterin, aksi takdirde içine garnitürü koyduğunuzda servis ederken patatesler dağılır. Bir fırça yardımı ile mayonezi dikdörtgen patates püresinin üzerine eşit bir şekilde yayın.

Turşuları küçük küpler halinde doğrayıp garnitür ile karıştırın. Hazırladığınız bu karışımı boydan boya patates püresinin ortasına yayın. Garnitürü pürenin her yerine dağıtmayacaksınız, sadece ortasında olacak.

Artık pürenize şekil verebilirsiniz. Bunun için hazırladığınız dikdörtgen pürenin uzun kenarı size paralel duruyor olsun. Uzun kenarın altındaki streç folyoyu kenarlarından tutarak, patates püresini dikdörtgenin ortasına doğru yuvarlayın ve dağılmaması için elinizle biraz bastırın. Ardından karşı kenarda da aynı işlemi yaparak, yani diğer kenarı da ortaya doğru yuvarlayarak bir rulo yapın. Düzgün şekil veremediyseniz yaptığınız ruloya streç folyonun üzerinden ellerinizle şekil verebilirsiniz.

Pürenin kenarlarındaki folyoları da iyice kıvırıp, bir nevi şeker ambalajı yapar gibi, pürenin hava almasını önleyin. Aksi takdirde patates siz servis edene kadar kurur. Hazırladığınız rulo patates salatasını bir gece buzdolabında dinlendirin, bu süre zarfında patates püresi kendini toplayacak ve servis aşamasında dağılmayacaktır. Servis edeceğiniz zaman ruloyu bir tabağa alıp üzerine kıyılmış dereotlarını serpin ve daha sonra kesip servis yapın.

Afiyet olsun...

Kaynak:sihirlipastane.com

Patatesli Cig Kofte Tarifi

Etsiz çiğ köfte yapımı söz konusu olduğunda alternatifler çok fazla değil. Bunlardan biri de patatesli çiğ köfte. Şimdi de, sofranıza farklı bir tat bırakacak bu tarifi paylaşalım.

Malzemeler
* 5 adet büyük boy patates
* 2 kaşık biber salçası
* 3 kaşık domates salçası
* 1.5 su bardağı köftelik bulgur
* 2 çay kaşığı kimyon
* 2 tatlı kaşığı kırmızı pul biber
* 1 tatlı kaşığı tuz
* 6-7 dal taze soğan
* 1/2 demet maydanoz
* 2 adet domates
* 1 çay kaşığı karabiber
* 3 yemek kaşığı zeytinyağı

Hazırlanışı
Patatesleri iyice haşlayıp kabuklarını soyup blenderdan geçirip derin bir kasede püre yapıyoruz. Soğumadan hemen bulgurla karıştırıp kasenin ağzını bir tepsi ile kapatıp yarım saat bulgurların yumuşaması için bekliyoruz. Bulgurlar yumuşayınca salçaları koyup yoğuruyoruz.

Kabukları soyulup küp küp doğranmış domatesleri ince kıyılmış soğan, maydanozu ve diğer malzemeleri katıp elimizle yoğuruyoruz. Acısını tuzunu isteğinize göre ayarlayabilirsiniz. Servis tabağına köfte şekli verip diziyoruz. Köfteler hazır. Afiyet olsun.

Kaynak:gurmerehberi.com

Dereotlu Bezelye Tarifi

Bugün her şeyi mevsiminde ve en güzel zamanında yemek giderek uzaklaştığımız bir kavram. Seralarda yetişen, albenili ancak tatsız sebzeler ve meyveler bizi mevsimsel olanın tadından giderek uzaklaştırıyor. Çoğumuz bu yüzden sevdiğimiz yiyecekleri dondurarak saklamayı deniyoruz. Ancak itiraf edelim ki asıl cazip olan ayıklama, hazırlama derdi olmadan çabucak hazırlanabilecek bir yiyeceği hemen el altında bulundurabilmek. Özellikle yılbaşı sofrasında birkaç yiyeceği sadece birkaç dakikada hazırlayarak önceden bir kenara koymak da yarar var. Bu tarifi misafirin bol olduğu günlerde yapıyorum ve her zaman sofraya renk ve neşe kattığını söyleyebilirim.

* 1 büyük paket donmuş bezelye,
* 1 demet taze soğanın sadece yeşil kısımları,
* ½ demet dereotu,
* 1/2 bardak sızma zeytinyağı,
* 2 tatlı kaşığı şeker,
* 1 tatlı kaşığı tuz

Soğanın yeşil kısımlarını ince ince doğrayın. Dereotu hariç bütün malzemeyi tencerede karıştırın ve üstünü geçmeyecek kadar sıcak su ilave ederek kapağını kapatın ve orta ısılı ateşte suyunu çekecek kadar 20-25 dakika pişirin. Ateşten alınca ince kıydığınız dereotunu ekleyin ve servis tabağına alın. Oda sıcaklığında servis yapın.

AYLİN ÖNEY TAN
www.cumhuriyet.com.tr

Ezogelin Corbasi Tarifi

Malzemeler
* 1,5 çay bardağı kırmızı mercimek
* yarım çay bardağı pirinç
* 1 kahve fincanı bulgur
* 1 çorba kaşığı un
* 50 gr. sıvıyağ
* 2 çorba kaşığı domates salçası
* 8 su bardağı etsuyu
* pul biber
* nane
* tuz

Yapılışı
Sıvıyağın bir kısmını tencereye alıp kısık ateşte kızdırın. Unu ilave edip tahta kaşıkla karıştırarak kavurun. Salçayı 2 kaşık suyla sulandırıp una ilave edin. Et suyunu azar azar yedirerek ekleyip kaynayıncaya kadar pişirin. Mercimek, pirinç ve bulguru ayıklayıp yıkayın, kaynamakta olan et suyuna ilave edin. Tuz serpip mercimek, pirinç ve bulgur yumuşayıncaya kadar pişirin. Kalan sıvıyağı bir tavada eritin. Pul biber ve naneyi ilave edip kavurun. Çorbanın üzerine gezdirip, sıcak olarak servis yapın.

Kaynak:gurmerehberi.com

Yogurtlu Muhallebi Tarifi

Malzemeler

* 1 lt. süt,
* 275 gr. şeker,
* 100 gr. nişasta,
* 500 gr. süzme yoğurt.

Hazırlanışı
Süt, şeker ocakta kaynatılır. Kaynamasına yakın nişasta ilave edilerek 1-2 dakika daha ocakta tutulur. Ocaktan alındıktan sonra yoğurt ilave edilerek iyice karıştırılır. Bir kaba konur. Buzdolabında soğuduktan sonra servis yapılır.

Kaynak: Food in Life Gastronomi Yayınları

13 Mart 2011 Pazar

Kiraz Sekerlemesi

Malzemeler

* 2 su bardağı kiraz
* 3 buçuk su bardağı su
* 3 su bardağı tozşeker
* 25 gr. loğusa şekeri
* 1 adet limon

Hazırlanışı
Saplarını ayıkladığınız kirazları yıkadıktan sonra çekirdeklerini çıkartın. Tencereye aldığınız kirazlara 2 buçuk su bardağı su ekleyerek 5 dakika kaynatın. Toz şeker, loğusa şekeri ve limonun suyunu kaynatarak şerbet haline getirin. Şerbeti kirazlara ekleyerek 1 saat kaynatın. Kaynadığında ocaktan alarak soğumaya bırakın. Bu şekilde bir gün dinlendirin. Dinlenen kirazlara kalan bir su bardağı suyu ekleyerek 15-20 dakika yeniden kaynatın.

Not:Kiraz şekerlemesinin rengini kırmızı olsun istiyorsanız, loğusa şerbeti yerine bir damla kırmızı gıda boyası kullanabilirsiniz.

Kaynak:gurmerehberi.com

Tuzda Tavuk Tarifi

Malzemeler
* 1 tavuk (yaklaşık 1.200 gr.),
* 1.5-2 kg. kaba turşuluk tuz,
* Taze otlar kekik dalları,
* Biberiye vb.,
* 3 yumurta akı

Tavuğun içini dışını iyice yıkayın ve tamamen kurulayın, Tavuğun derisi ile eti arasına elinizi sokarak derinin etten ayrılmasını sağlayın. Taze otları derinin altına yerleştirin. Tuz ile yumurta aklarını karıştırın. Tercihen toprak yoksa ısıya dayanıklı cam veya metal bir servis tepsisinin dibini bir parmak kalınlığında tuz ile kaplayın. Üzerine tavuğu oturtun. Kalan tuz bulamacını bir nevi hamur gibi tavuğun her tarafını kaplayacak gibi sıvayın. Arada hiç hava kalmamasına ve gevşek olmamasına dikkat edin. Önceden 200 dereceye ısıtılmış fırında 1.5 saat kadar pişirin. Servis yaparken çömlek gibi sertleşen tuz katmanını çekiçle kırın ve tuzu tamamen ayıklayarak tavuğu servis yapın.

AYLİN ÖNEY TAN
www.cumhuriyet.com.tr

Mozaik Pasta Tarifi

Malzemeler
* 24 adet pötibör bisküvi
* 350 gr bitter çikolata
* 1 su bardağı (225 gr margarin)
* 5 yemek kaşığı süt
* 2 adet yumurta sarısı
* Yarım su bardağı badem
* Yarım su bardağı ceviz

Yapılışı
Çikolataları bir bıçak ile kıyın ya da rondoda çekin. Bir tencereye sıcak su koyarak içine ısıya dayanıklı bir cam kâse oturtun. Kâsenin içine kıyılmış çikolatayı koyun. Ardından tencereyi kısık ateşteki ocağın üzerine oturtun. Çikolatayı ara ara tahta bir kaşıkla karıştırın. Bu arada bisküvilerinizi derince bir kabın içine yaklaşık 1.5-2 cm’lik parçalar hâlinde kırarak ufalayın Badem ve cevizleri de bir bıçak ile kıydıktan sonra bisküvilerin üzerine ekleyin. Bu arada çikolatayı kontrol edin. Çikolatanız erimeye başladığında margarini de bir cezvede eritmeye başlayabilirsiniz. Sıvılaşmış olan çikolatanızın içine eriyen margarini ve 5 yemek kaşığı sütü ekleyerek tahta bir kaşıkla iyice karıştırın.

Ardından yumurta sarılarını da ekleyip karıştırmaya devam edin. Elde ettiğiniz bu karışımı bisküvilerin üzerine dökün ve tüm malzemeleri iyice karıştırın. Elde ettiğiniz karışımı silikon muffin kalıplarına bir tatlı kaşığı yardımı ile bölüştürüp 1 gece derin dondurucuda bekletin. Bıçakla bölünmeleri daha kolay olacağından mozaik pastalarınızı servis yapmadan önce oda ısısında 5 dakika bekletin. İsteğe bağlı olarak üzerine hindistan cevizi serpilerek de sunulabilir.

Afiyet olsun…

Kaynak: sihirlipastane.com

Orgu Pogaca Tarifi

Malzemeler
* 6,5 su bardağı un
* 1 su bardağından 2 parmak eksik sıvı yağ
* 2 su bardağı ılık süt
* 2 çorba kaşığı toz şeker
* 1 tatlı kaşığı tuz
* 1,5 çorba kaşığı instant maya
* 150 gr beyaz peynir
* 2 adet yumurta sarısı (poğaçaların üzerine sürmek için)

Yapılışı
Derince bir kapta sıvı yağ, süt, şeker ve tuzu çırpma teli ile iyice çırpın. Ardından instant mayayı da katıp biraz daha çırpmaya devam edin. Bu karışıma bir bardak un döküp elinizle karıştırın. Un, sıvılarla iyice bütünleşince bir bardak un daha katıp devam karıştırın. 6,5 bardak un bitene kadar bu işleme devam edin. Yoğurduğunuz poğaça hamuru ele yapışmayan yumuşak bir hamur kıvamına gelene kadar hamuru yoğurun. Yoğurma işlemi bitince, hamurun içinde bulunduğ kabın üzerine nemli bir bez örterek hamurunuzu 20 dakika dinlendirin.

Yuvarlak poğaçalar yapacaksanız; hamurunuzdan ceviz büyüklüğünde parçalar alıp elinizde yuvarlayın. Yuvarladığınız hamuru avuç içleriniz ile bastırıp düzleyip ortasına peynirinizi koyun ve tekrar yuvarlayıp yağlı kağıt serdiğiniz tepsinize koyun.

Örgü poğaça yapacaksanız; hamurunuzdan büyükçe bir parça alıp, yağlı kağıt üzerinde merdane yardımı ile uzunca bir dikdörtgen açın. Açtığınız hamurun ortasına boydan boya peynir serpiştirin. Hamurun uzun her iki kenarını da 1’er cm aralıklarla kesin. Kesilmiş olan her bir parçayı karşı çaprazındaki kesiğin dibine hafifçe bastırarak yapıştırın.

Kesik parçalar bitene kadar bu örme işlemine devam edin. Ardından her 4 kesikten sonra hamurunuzu kesin. Kayık biçmi vermek istiyorsanız parmak uçlarınızı ıslatıp hamurun kenarlarını birleştirip yanlara doğru azıcık çekiştirerek uzatın.

Hazırladığınız hamurları yağlı kağıt serdiğiniz tepsinize dizin. Fırınınızı 180C’de ısıtıp kapatın. Poğaça hamurlarının üzerine yumurta sarılarını sürüp, çalışmasını durdurduğunuz ancak içi sıcak olan fırında (fırının kapağı kapalı vaziyette olacaktır) 10 dakika mayalandırın. Kapağı hiç açmadan fırını 170C’de çalıştırıp poğaçalarınızın üzeri hafif kızarana kadar poğaçalarınızı pişirin. Çok kızartmamaya dikkat edin, aksi taktirde poğaçalarınız sertleşir.

Afiyet olsun…

Kaynak: sihirlipastane.com

Firin Sutlac Tarifi

Malzemeler
* 1 litre süt
* 2 yumurta sarısı
* 3,5 çorba kaşığı pirinç
* 3 çorba kaşığı mısır nişastası
* 1 paket vanilya
* 750ml su
* 1 su bardağı toz şeker

Yapılışı
Pirinçlerinizi yıkadıktan sonra 500ml su ile haşlayın. Pirinçler haşlandığında tencerede ço az su kalmış oluyor. Sütü ve şekeri derince bir tencereye alın. Yumurta sarılarını çırpma teli ile çırpıp süte katın ve iyice karıştırın. Orta harlı ateşte, kaynayana kadar ara ara karıştırarak pişirin. Kaynayan süte haşlamış olduğunuz pirinçleri ekleyip 6-7 dakika birlikte pişirin. 250ml su ile nişastanızı bir kasede karıştırın. Nişastalı suyu ve vanilyayı da süte katıp 5 dakika daha pişirin sütlacınızı.

Tencerenizi ateşten alıp sütlaçları güveç kaplarına bölüştürün. Güveçlerinizi fırın tepsisine dizip (ben, derinliği olduğu için yuvarlak börek tepsisini kullanıyorum güveçleri dizmek için) güveç kaplarının yarı boyuna gelecek kadar soğuk su dökün tepsiye. Fırınınızın ısısını 200C’ye getirin ve sütlaçların üzeri kızarana kadar pişirin.

Kaynak: sihirlipastane.com

Sosisli Zarf Boregi Tarifi

Malzemeler
* 3 adet yufka
* 16 adet küçük sosis
* 2 adet iri domates
* 1 adet çarliston biber
* 1 silme çay kaşığı tuz
* 1 çay bardağı + 1 tatlı kaşığı sıvı yağ
* 1 adet yumurta
* ½ çay bardağı süt
* 1 yemek kaşığı + 1 fincan yoğurt
* 1 diş sarımsak

Yapılışı
Sosisleri halka halka doğrayıp 1 tatlı kaşığı sıvı yağ ile teflon bir tencerede 1-2 dakik hafifçe kızartın. Çarliston biberi küçük küçük doğrayın. Domatesleri rondoda kabukları ile birlikte çekin. Çarliston biberi, tuzu ve çektiğiniz domatesleri hafifçe kızarmış olan sosislerin üzerine ekleyin. Harcınızı, orta hararetli ateşte domates suyunu çekene kadar pişirin. (Harcınız birazcık sulu kalsın ama. Böylece böreğin içi de yumuşak olacaktır.) Harcınız piştikten sonra ocaktan alıp soğumaya bırakın.

Yumurtanın akını ve sarısını ayırın. Yumurtanın akını, sıvıyağı, sütü ve 1 yemek kaşığı yoğurdu bir kâseye koyup çırpma teli ile iyice karıştırın.

Yufkalardan ilkini tezgaha serin ve hazırladığınız akışkan karışımın yarısını, bir yemek kaşığı ile yufkanın üzerine gezdirerek yayın. 2.Yufkayı üzerine serin. Sıvı karışımın geriye kalanını da bu yufkanın üzerine yemek kaşığı ile yayın. Ardından son yufkayı üzerine serin. Yufkayı bıçak yardımı ile dörde bölün. Ardından her üçgeni ikiye bölerek 8 adet üçgen yufka yapın. Üçgen yufkanın geniş kenarına (yani üçgenin tabanına) harcınızı koyun, harcı kenarın üç parmak aşağısına koyun.

Böreğiniz dikdörtgen şeklinde olacağından harcı koyduğunuzda kaşığın tersi ile biraz yayın ki harç tek tarafta toplanmasın. Üçgenin karşılıklı iki kenarını harcın üzerine kapatın, daha sonra da üçgenin tabanını (3 parmak boş olan kısmı) harcın üzerine doğru kapatın. Ardından yufkanız dikdörtgen olacak şekilde üçgenin ucuna doğru katlayın. Dikdörtgeni, üçgenin ucuna gelene kadar öne doğru katlamaya devam edin. Böreğe şekil verirken sigara böreğinin dikdörtgenini yapar gibi yapıyorsunuz. En sona geldiğinizde yufkanın ucunu ıslatarak (bir bardağa biraz su koyarak yufkanın ucunu suya daldırın) yufkayı böreğe yapıştırın. Diğer yufkalar için de aynı işlemi yapıp böreklerinizi bir gece dipfrizde dondurun. Dipfrize koyarken birbirlerine yapışmamaları için aralarına buzdolabı poşeti ya da yağlı pişirme kağıdı koyabilirsiniz.

Fırınınızı 170C’de ısıtın. Dipfrizden çıkardığınız buzu henüz çözülmemiş böreklerin üzerine yumurta sarısı sürün ve hemen fırınlayın. Böreklerinizin üzeri kızarana kadar fırında pişirin.Bir diş sarımsağı havanda dövün ve 1 fincan yoğurda ilave edip karıştırın. Sıcak böreklerinizin üzerine bu yoğurttan dökerek servis edin.

Afiyet olsun…

Kaynak: sihirlipastane.com

Cilekli Muzlu Pasta Tarifi

Malzemeler

Keki için

* 3 yumurta
* 2,5 kahve fincanı şeker
* 3,5 kahve fincanı un
* ½ paket kabartma tozu

Krema için

* 2 yumurta sarısı
* 5 yemek kaşığı toz şeker
* 4 yemek kaşığı/30gr un
* 2 yemek kaşığı/ 15 gr mısır nişastası
* 1,5 su bardağı/ 300 ml süt
* ½ paket vanilya şekeri
* 2 çorba kaşığı süzme yoğurt
* 1 yumurtanın akı
* 80 gr bitter çikolata
* 1 yemek kaşığı krema
* 1 çay bardağından 1 parmak az portakal suyu
* 1 paket Dr.Oetker tart jöle

Yapılışı
Pastanızı yapmaya kullanacağınız kremayı yapmakla başlayın. Yumurta sarılarını ve 1 yemek kaşığı toz şekeri derince bir kaba koyup, karışım koyu kıvama gelene kadar bir mikser ile çırpın. Ardından mısır nişastasını ve unu üzerine azar azar atıp çırpmaya devam edin. Çırpma işlemi bitince kabınızı bir kenara koyun.

Sütü, vanilya şekerini ve 3 yemek kaşığı toz çekeri küçük bir tencereye alıp orta hararetli ocağa koyun. Ara ara karıştırarak ısıtın. Süt kaynamaya başlamadan tencereyi ocaktan alın. Bir kepçe yardımı ile ısınmış sütünüzü azar azar unlu karışıma dökün ve mikser ile çırpın. Bu aşamada elde ettiğiniz karışım topak topak olmuş olacaktır. Küçük bir tencerenin üzerine bir tel süzgeç (ya da tülbent) koyun. Elde ettiğiniz karışımı süzgece dökün. Bir yemek kaşığının tersi ile karışımdan süzgeçte kalan topakların üzerine bastırın, yani topakları süzgeçte ezin. Böylece karışımınız pürüzsüz bir hal alacaktır. Tencerenizi kısık ateşte ocağa alın ve bir tel çırpıcı yardımı ile kremanızı sürekli karıştırarak pişirin. Krema kaynamaya başladıktan sonra 5 dakika daha pişirin. Krema kaynarken karıştırmayı ihmal etmeyin, aksi taktirde dibi tutar ve istemeyeceğiniz kötü bir görüntü ve tat oluşur. Pişen kremanızı cam bir kaseye koyun ve üzerine strech folyo kapatıp oda ısısında 10 dakika soğumaya bırakın. Ardından buzdolabına koyarak 20 dakika daha soğutun.

Soğumuş olan kremanıza süzme yoğurdu ekleyip tel çırpıcı ile hızlı hızlı çırpın. Ayrı bir kasede yumurta akını ve 1 yemek kaşığı toz şekeri, karışım köpük kıvamına gelene kadar mikser ile çırpın. Elde ettiğiniz köpük karışımını da krema kasesine katıp tel çırpıcı ile son bir kez daha iyice karıştırın. Nihayet hazır olan pasta kremanızı tekrar buzdolabına kaldırıp pastanızın kekini pişrmeye başlayabilirsiniz.

Pastanızın keki için; yumurtaları ve toz şekeri krem kıvamı alana kadar mikser ile çırpın. Unu ve kabartma tozunu da ekleyip çırpmaya devam edin. Çok akışkan olmayan bir karışım elde edeceksiniz. Margarin ile yağladığınız kalıba bu karışımı dökün ve kalıbı biraz sağa sola hareket ettirerek karışımın eşit dağılmasını sağlayın. 170C’ye ayarlı fırınınızda üzeri hafif renk değiştirene/ kızarana kadar pişiriniz. Pişip pişmediğinden emin olmak için keke bir kürdan batırıp konrtol ediniz. Kürdana hiç kek/karışım bulaşmamışsa kekiniz pişmiştir. Keki fırından çıkarıp soğumaya bırakın.

Soğuyan kekinizi kalıptan çıkarın (borcam kullanacaklar keklerini borcamda bıraksınlar). Portakal suyunu bir yemek kaşığı yardımı ile kekin üzerine eşit bir şekilde dökün. Çikolatanızı benmari usulü eritin ve içine kremayı katıp iyice karıştırın. Silikon spatula (ya da bir yemek kaşığının tersi) yardımı ile ince bir tabaka halinde kekin üzerine sürün. Hemen ardından hazırladığınız kremanın tamamını da kekin üzerine döküp, silikon spatula (ya da bir kaşığın tersi) ile kekin tamamına yayın.

Arzu ettiğiniz meyveleri (yumuşak meyveler kullanmaya dikkat edin, armut ve elma gibi sert meyveler bu pastaya yakışmıyor) kremanın üzerine dizin. Tart jölenizi, paketin arkasındaki tarife göre pişirin. Bir kaşık yardımı ile ılınmış olan jöleyi meyvelerin üzerine dökün. Jöleyi çok sıcakken dökerseniz meyvelerin üzerinden akıp gider ve pasta keki jöleyi emer. Pastanızı buzdolabında soğuttuktan sonra servis yapabilirsiniz.

Afiyet olsun…

Kaynak: sihirlipastane.com

Fransiz Tart Tarifi

Malzemeler
* 1 paket petibör bisküvi
* 125 gr. margarin (oda sıcaklığında)
* 12 çorba kaşığı yoğurt
* 2 yumurta
* 3 Türk kahvesi fincanı toz şeker
* 1 su bardağı dondurulmuş böğürtlen (ya da çilek)
* 1,5 yemek kaşığı toz şeker

Yapılışı
Böğürtlenlerinizin üzerine 1,5 yemek kaşığı toz şeker serperek buzdolabına kaldırın. (Çilek kullanacaksanız, çileklerinizi küçük küpler halinde doğrayın).

Bisküvinizi rondoda çekerek un haline getirin. Çekilmiş bisküvilerinizi bir kaba alıp üzerine margarininizi katarak elinizle, bisküvi ile margarin birbirine iyice karışana kadar yoğurun. Yağladığınız (26cm çapındaki) yuvarlak borcamınızın tabanına yağlı bisküviyi elinizle bastırarak yayın. Bir yemek kaşığının tersi ile tart tabanınızı düzleştirin. Kaşık hamura yapışıyorsa, kaşığın sırtını ara ara soğuk su ile ıslatıp işleme bu şekilde devam edin.

Ardından mikser yardımı ile yumurtalarınızı ve şekerinizi derince bir kapta çırpın. Yoğurdunuzu da bu karışıma katıp 2-3 dakika daha çırpın, son derece akışkan bir karışım elde edeceksiniz. Hazırladığınız karışımı tart tabanının üzerine dökerek borcamınızı 170C’de fırınlayın. Tartınızın üzeri hafiften kızarmaya başladığında (tartın ortasını da kontrol edin, orta kısım sıvılığını yitirip katı bir hale gelmiş olmalı) borcamınızı fırından çıkarın.

Servis yaparken, dilimlediğiniz tartın üzerine, hazırlamış olduğunuz meyvelerden (meyvenin suyundan da kaşığa bir miktar alarak) bir yemek kaşığı dökün. Tartı ılıkken servis edin, üzerlerindeki meyvelerin ise soğuk olması gerekiyor. Meyveleri tartın üzerine döküp uzunca bir süre bekletmeyin, hem görüntü hoş olmuyor hem de tart meyvenin suyunu çekeceğinden lezzetinde farklılık oluyor. Servisten hemen önce bir dilim tartı tabağa koyup, tabakta meyveyi üzerine dökün ve hemen servis edin.

Afiyet olsun…

Kaynak: sihirlipastane.com

Bademli limonlu kek tarifi

Annemin yıllardır yaptığı kektir aslında bu kek. Evimizin temel kek tarifidir. Evdeki malzemelere göre yeri gelir içine kakao ekleriz, yeri gelir içine fındık ekleriz. Geçen gün ablama giderken çabuğundan bir kek atayım fırına dedim ve annemin keki aklıma geldi. İçine farklı olarak yoğurt, limon kabuğu, badem ve damla çikolata koydum. Dediğim gibi temel tarif hep aynı kalıyor ama içine koyduğunuz kuruyemiş ya da ekstra malzemeler farklı lezzetler elde etmenize olanak sağlıyor.

Annemler kekimi çok beğendiler, "E ama anne bu zaten senin tarifin" dediğimde annem şaşırdı, "yok yok bu artık başka bir tarif ve başka bir lezzet olmuş dedi" gözlerini devire devire kekini yemeğe devam ederken :-)



Malzemeler:

*
3 yumurta
*
½ su bardağı toz şeker
*
1 tutam tuz
*
1 su bardağı sıvı yağ
*
1 su bardağı süt
*
1 kabartma tozu
*
2 paket vanilya şekeri
*
2 su bardağı un
*
1 tatlı kaşığı yoğurt
*
2 çay bardağı badem
*
1 çay bardağı damla çikolata
*
1 limon
*
5 çay bardağı pudra şekeri

Yapılışı:

Yumurtayı, toz şekeri, tuzu, sıvı yağı ve sütü derince bir kapta mikser yardımı ile iyice karıştırın. Bu karışıma kabartma tozu, vanilya şekeri, yoğurt ve unu da katıp devam karıştırın. Bir bıçak yardımı ile bademleri ince ince kıyın. Rendenizin ince tarafı ile limonun kabuklarını rendeleyip bademlerle birlikte kek karışımına katın. Damla çikolatalarınızı da ekleyip kısa bir süre daha çırpın.

Fırınınızı turbo ayarında 160C’ye ayarlayın. Sıvı yağ ile yağladığınız kek kalıbınıza hazırladığınız kek karışımını dökün. 1 saat 15 dakika kadar pişirin kekinizi. Kekin pişme süreci fırından fırına göre farklılık göstereceğinden ara ara bir kürdan yardımı ile kekinizin pişip pişmediğine emin olun. Pişme işlemi bittikten sonra fırınınızı kapatıp kapağını açın. Kekinizi sıcak fırında 10 dakika kadar dinlendirin. Ardından fırından çıkarıp soğumaya bırakın.
Kabuklarını rendelediğiniz 1 adet limonun suyunu sıkın ve 5 çay bardağı pudra şekeri ile iyice karıştırın. Soğumuş olan kekinizin üzerine bir tatlı kaşığı ile yavaş yavaş dökün. Limonlu sos kekin üzerinde donduktan sonra kekinizi servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun...

Kaynak:sihirlipastane.com

Cevizli Sultan Lokumu Tarifi

Malzemeler
* 5 su bardağı süt
* 1 su bardağı şeker
* 1 su bardağı un
* 1,5 su bardağı hindistan cevizi rendesi
* 1 paket vanilya şekeri
* 50 gr kakao (1 paket)
* 1 yemek kaşığı margarin
* 1 paket krem şanti
* 1 su bardağı iri dövülmüş ceviz

Yapılışı
Dikdörtgen fırın tepsinizin içini ıslak bir bezle silin ve hemen ardından üzerine hindistan cevizini serpiştirin. Islak bezle silmenizin amacı tepsinin tabanına hindistan cevizlerinin yapışmasını sağlamak.

4 su bardağı sütü derince bir tencereye dökün. Üzerine şekeri, vanilya şekerini ve kakaoyu ekleyip bir çırpma teli ile iyice karıştırın. Bu karışıma, elekten geçirdiğiniz unu da katıp tencerenizi orta hararetli yanan ocağın üzerine koyun. Karışımın dibinin tutmaması için çırpma teli ile sürekli karıştırın. Eğer unun bir kısmı topaklandıysa (bazen böyle aksilikler olabiliyor) tencereyi ocaktan alıp karışımı blender ile karıştırın. Ardından tencerenizi tekrar ocağın üzerine alıp muhallebiniz kaynayana kadar karıştırarak devam pişirin. Muhallebiniz piştikten sonra ocağın altını kapatın ve margarini içine ekleyip çırpma teli ile hızlı hızlı çırpın. Muhallebinin sıcaklığı ile margarin kısa sürede eriyecektir.

Hala sıcak olan kakaolu muhallebinizi hindistancevizi serpmiş olduğunuz tepsinize dökün. Hazırlamış olduğunuz muhallebi akışkan bir kıvama sahip olmadığından bir yemek kaşığı ile tepsiye kaşık kaşık dökün. Gerekirse bir kaşık daha alın ve diğer kaşıktaki muhallebiyi sıyırarak tepsiye dökün. Hindistan cevizleri muhallebinin üzerine yapışmamalı, bu yüzden ilk aşamada muhallebiyi kaşıkla yaymaya çalışmayın. Bir kaşık muhallebi koyun ve düzeltmeden bırakın. Tenceredeki tüm muhallebi bitene kadar öbek öbek muhallebiyi tepsiye aktarın. Muhallebi, tepsiye döktüğünüzde yayılmayacaktır. Yanınıza bir bardak su alın ve yemek kaşığını suya batırıp yemek kaşığının tersi ile muhallebiyi yayın. Kaşığınızı sık sık suya batırın ki muhallebi kaşığa yapışıp altındaki hindistan cevizine bulaşmasın. Tepsideki muhallebinizi düzleştirdikten sonra soğumaya bırakın.

Muhallebiniz iyice soğuduktan sonra 1 paket kremşanti tozunu ve 1 bardak soğuk sütü çırpın. Muhallebinizin soğuyup soğumadığını kontrol edin. (Muhallebiniz hala sıcaksa kremşantiyi üzerine dökmeyin, aksi taktirde kremşanti sıcaklıkla erir ve daha sonra katılaşmaz.) Hazırladığınız kremşantiyi muhallebinizin üzerine dökün ve bir kaşığın tersi yardımı ile üzerini düzleştirin. İri dövülmüş cevizlerinizi de üzerine serpiştirerek katılaşması için bir kaç saat buzdolabında bekletin. (1 gece buzdolabında bekletilmesi daha iyi sonuç veriyor)

Son olarak sıra şekil vermeye geliyor. Tepsinizi buzdolabından çıkartın. Suya batırdığınız kahvaltı bıçağı ile (muhallebi yapışmasın diye suya batırılıyor bıçak) tepsinin bir kısa kenarından karşısındaki kısa kenara doğru bir parmak genişliğinde şeritler kesin. Daha sonra tepsinin bir uzun kenarından karşısındaki uzun kenara doğru muhallebiyi dört eşit şerit halinde kesin. Kestiğiniz herbir şeridi rulo şeklinde yuvarlayın ve tabaklara yerleştirin. Arzuya göre üzerlerini yarım ceviz taneleri ile süsleyebilirsiniz. Tatlınızı servis edene kadar buzdolabında bekletin ve soğuk olarak sunun.

Afiyet olsun…

Kaynak: sihirlipastane.com

Rulo Patates Salatasi

Malzemeler
* 600 gr. patates
* 40 gr. margarin
* 1 çay kaşığı tuz
* ½ limonun suyu
* 1,5 yemek kaşığı mayonez
* 4 tepeleme yemek kaşığı garnitür
* 2 adet kornişon turşu
* 2 çorba kaşığı ince kıyılmış dereotu

Yapılışı
Patatesleri, kabuklarını soymadan bol su ile iyice haşlayın. Haşlanan patatesleri soğuk suyun altında tutarak kabuklarını soyun ve derince bir kaba alın. Hala sıcak olan patateslerin üzerine margarin, limon suyu ve tuzu ekleyin. Çatalla ya da patates ezici ile iyice ezin. Hazırladığınız patates püresini bir streç folyo üzerine düzgün bir dikdörtgen olacak şekilde ellerinizle yayın. Çok ince bir tabaka halinde yaymamaya özen gösterin, aksi takdirde içine garnitürü koyduğunuzda servis ederken patatesler dağılır. Bir fırça yardımı ile mayonezi dikdörtgen patates püresinin üzerine eşit bir şekilde yayın.

Turşuları küçük küpler halinde doğrayıp garnitür ile karıştırın. Hazırladığınız bu karışımı boydan boya patates püresinin ortasına yayın. Garnitürü pürenin her yerine dağıtmayacaksınız, sadece ortasında olacak.

Artık pürenize şekil verebilirsiniz. Bunun için hazırladığınız dikdörtgen pürenin uzun kenarı size paralel duruyor olsun. Uzun kenarın altındaki streç folyoyu kenarlarından tutarak, patates püresini dikdörtgenin ortasına doğru yuvarlayın ve dağılmaması için elinizle biraz bastırın. Ardından karşı kenarda da aynı işlemi yaparak, yani diğer kenarı da ortaya doğru yuvarlayarak bir rulo yapın. Düzgün şekil veremediyseniz yaptığınız ruloya streç folyonun üzerinden ellerinizle şekil verebilirsiniz.

Pürenin kenarlarındaki folyoları da iyice kıvırıp, bir nevi şeker ambalajı yapar gibi, pürenin hava almasını önleyin. Aksi takdirde patates siz servis edene kadar kurur. Hazırladığınız rulo patates salatasını bir gece buzdolabında dinlendirin, bu süre zarfında patates püresi kendini toplayacak ve servis aşamasında dağılmayacaktır. Servis edeceğiniz zaman ruloyu bir tabağa alıp üzerine kıyılmış dereotlarını serpin ve daha sonra kesip servis yapın.

Afiyet olsun…

Kaynak: sihirlipastane.com

Kabakli borek tarifi

Malzemeler

* 3 adet yufka
* 250 gr. kabak
* 3 çay kaşığı tuz
* 3 yemek kaşığı kıyılmış dereotu
* 4 adet yumurta
* 2 yemek kaşığı yoğurt
* 1 su bardağı süt
* 4 yemek kaşığı sıvı yağ

Yapılışı
Kabaklarınızı, kabuklarını soymadan rendeleyin. Rendelediğiniz kabakları tuz ile ovarak sularını çıkartın. Piyazlık soğanı ovar gibi ovuyorsunuz. Tel bir süzgecin üzerinde yaparsanız bu ovma işlemini, daha sonradan ayrıyetten suyunu süzme derdinden kurtulursunuz. Ayrı bir kapta 3 yumurtayı çırpma teli ile iyice çırpın. Yoğurdu da yumurtaların üzerine katarak çırpmaya devam edin. Kabağı ve dereotunu da bu karışıma katıp bir kaşık ile iyice karıştırın.

Büyük boy yuvarlak borcamınızı margarin ile yağlayın. İlk yufkanızı, yufkanın uçları borcamın köşelerinden sarkacak şekilde borcama yerleştirin. Yufkanın üzerine 1 yemek kaşığı yağı gezdirin ve hazırladığınız harcın yarısını bu yufkanın üzerine yayın. Daha doğrusu; harç zaten sıvı kıvamlı olduğu için, bir yemek kaşığı ile harçtan alarak yufkanın üzerine harcı akıtın. İkinci yufkayı elinizle ortadan ikiye bölün. İlk önce bir yarıyı, sonra diğer yarıyı harcın üzerine, yufkaları biraz buruşturarak serin. Bu ikinci yufkanın üzerine de 1 kaşık yağı dökün, ardından da kalan harcı kaşık ile akıtın. Son yufkayı da ortadan ikiye bölerek yine ikinci yufkada da yaptığınız gibi, yufkayı buruşturarak harcın üzerine yayın. Borcamın kenarından sarkan yufkaları da, böreğin üzerini kapatırmış gibi, yufkaların üzerine doğru katlayın.

1 yumurtayı iyice çırpıp, 2 kaşık sıvı yağ ve sütü yumurtanın üzerine ekleyin. Bu karışımı böreğin üzerine eşit miktarda yayın. 180C’ye ayarlanmış fırınınızda böreğinizin üzeri pembeleşene kadar pişirin. Borcamınızı fırının ortasının bir altındaki bölmeye yerleştirin ki böreğin altı da iyice pişsin. Böreğinizi fırından çıkarttıktan sonra üzerine nemli bir bez örterek 10 dak. kadar bu şekilde bekletip servis edin.

Afiyet olsun…

Kaynak: sihirlipastane.com

Limonlu Kek Tarifi

Malzemeler
* 5 yumurta
* 1+1/3 su bardağı şeker (250 gr)
* 1 paket vanilya şekeri
* 1/2 limonun rendelenmiş kabuğu
* 3 Türk kahvesi fincanı un (125 gr)
* Bir çimdik tuz
* 2 Türk kahvesi fincanı mısır nişastası
* 2 Türk kahvesi fincanı buğday nişastası
* 170 gr. margarin
* Kekin üzerine serpmek için pudra şekeri

Yapılışı
Margarininizi eritin ve soğumak üzere kenara koyun. Yumurtaları, şekeri, vanilya şekerini ve rendelenmiş limon kabuğunu cam bir kaseye koyun. Bu cam kaseyi de, içine 3 parmak soğuk su koyduğunuz bir tencerenin üzerine yerleştirin. (Kase ile camın birbirine temas etmemesi gerekiyor, bu yüzden tencerenin kaseden küçük olması gerekiyor ki yapacağımız işlemi buharda yani benmari usulü yapabilelim.) Ocağınızın altını açın ve cam kasedeki malzemeyi bir çırpma teli ile, karışım ılık bir kıvama gelene dek yavaşça karıştırın. Kaseyi tencerenin üzerinden alın ve 3-4 dakika daha karıştırarak soğutun.

Geriye kalan malzemeleri; yani unu, tuzu, nişastaları ve soğumuş olan margarini yumurtalı karışıma ilave edin ve mikser ile karıştırın. Kek kalıbınızı sıvı yağ ile yağladıktan sonra kek karışımınızı içine dökün ve önceden 190C’de ıstıığınız fırınınızda 40-45 dakika pişirin. Kekinizi fırından çıkarmadan önce içine bir kürdan batırarak (kürdan temiz çıkarsa, hiç hamur yapışmamışsa kekiniz pişmiş demektir) içinin de pişdiğinden emin olun. Kekiniz soğuduktan sonra üzerine pudra şekeri serpin ve ondan sonra kesip servis yapın.

Afiyet olsun…

Kaynak: sihirlipastane.com

12 Mart 2011 Cumartesi

Hosmerim Tatlisi

Balıkesir’e yolunuz düşerse yemeden ayrılmamanız gereken tatlıdır Höşmerim… Şekeri içindeki lor peyniriyle dengelenmiş bu geleneksel tatlımızı şehirlerimizden Balıkesir sahiplenir. Biz de bu leziz tatlıyı yerinde tadarken, yörenin höşmerim konusunda uzman firması Zaman Höşmerim’i de tanıdık, höşmerim’in hikayesini dinledik… zaman Höşmerim’in kurucusu Engin Gençdemir ile sohbetimizi sizlerle paylaşıyoruz…

Zaman Höşmerimleri 1992 yılından beri Balıkesir’in yöresel tadı olan höşmerim tatlısını üretiyor. Normali, Özel (bol peynirli) höşmerim tatlısı ve koyun höşmeriminin yanı sıra ilk defa dondurmalı ve diğer leziz çeşitleriyle kaliteden ödün vermeyen müşterilerin tercihi, sofraların baş tacı olmuş bile… Üstelik sadece Balıkesir’de değil, Zaman Höşmerim’in ünü şehir sınırlarını da aşmış. İnternet aracılığıyla aldıkları siparişleri Türkiye’nin dört bir yanına ulaştırıyorlar.

“Hoş mu erim?”
Engin Gençdemir’e höşmerimin hikayesini sorduk ve kendisi aslında bu ismin çok eskilerden gelen bir yuvarlama olduğuna dair rivayetten bahsetti: “Höşmerime Osmanlı döneminden gelen bir isim konulduğu biliniyor. Osmanlı dönemindeki Türk aile yapısında bugünde geçerliliğini kısmen koruyan evli kadınlar eşlerine “er” veya “erim” diye hitap ederdi. Askerden dönen eşine yoksulluk nedeni ile evindeki mutfakta pek bir şey bulamayıp evde bulunan kendi ürettikleri peynir, irmik ve şekerden ilk kez yaptığı bir tatlıyı eşine ikram eder ve eşinin tepkisini bekler. Bu tatlıyı ilk kez hazırlayıp eşine sunan genç gelinin çekingen ve korkmuş bir şekilde eşine “Hoş mu erim?” diye sorar ve bu tatlının isminin buradan geldiğine inanılıyor. Günümüze ise bu tatlının adı “Hoşmu Erim”den değişikliklere uğrayarak ‘Höşmerim’ veya ‘Höşmelim’ adını alır. Yöre ile özdeşleşen höşmerim tatlısı bugün artık Havran İlçesi’nin simgesi olmuştur.”

Gerçek höşmerim yiyenlerin damağında yıllarca kaybolmayacak lezzet bırakır
Normal höşmerimin yanı sıra, fıstıklı, çikolatalı, damla sakızlı, meyveli, tahinli gibi daha birçok çeşidi müşterilerinin beğenisine sunarak, geleneksele güncel yorum kattıklarını ifade eden Engin Gençdemir, usulüne standart höşmerim hakkında bize bigi verdi: “Tamamen koyun peynirinden yapılan tatlı; büyük bir dikkat ve yoğun emek ister. Hafif ateş üstünde karıştıra karıştıra pişirilir. Peynir bir süre sonra suyunu salar, süt çorbası kıvamına gelir. Karıştırma işlemi yaklaşık iki saat sürer. Suyu buharlaşarak biterken peynir lor kıvamına gelir. Bir kilo peynire bir buçuk kilo civarında toz şeker dökülerek karıştırılmaya devam edilir. Yeşil sarı karışımı renkte yağını salıncaya kadar karıştırma işlemi devam eder. Daha sonra ocaktan indirilip soğumaya bırakılan bu nefis tatlı, yiyenlerin damağında yıllarca kaybolmayacak lezzet bırakır.”

Kaynak: Food in Life Gastronomi Yayınları